Küçük İskender
Ayak izlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri
Periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs
Sana bugün bir mektup yazdım:
En çok
En çok güllerden sözettim
Bağımsızlığımızın Timsali olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!
* * *
“Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız.” 1923, Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Yine mi bunu getirmiş deme, buna da şükür de.. Şuan dünyada milyonlarca insanın bir babası bir getireni yok şükret.. Ağladığında saçını okşayacak bir kimsesi yok gafil olma, düşün. Düşün ve kıymetini bil.
Bir akşam sofrasında Of anne bunu mu yiyeceğiz deme! Dünyada milyonlarca insanın annesi yok ve birçoğu da henüz onlar çocukken; daha doğru
Tanrı'nın varlığını bile büyük bir cesaretle sorgulayın; çünkü, eğer varsa, gözleri kör eden korkuya bağlılıktan ziyade akla bağlılığı daha çok onaylamak zorundadır.
THOMAS JEFFERSON
______
Jose Saramago, Portekizli 1998 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi dünyaca ünlü bir yazardır. Körlük romanıyla tanıdığımız Saramago’nun farklı yazım stili,
Gelecekteki kendime mektup.
Bu mektubu gelecekteki halime yazıyorum çünkü bu anıların zamanla silinip gitmesini istemiyorum. Çok fazla şey deneyimlediği zaman gelecekteki halimin durmasını ve bu mektubu alıp düşünmesini istiyorum. Nereden geldiğimizi ve kim olduğumuzu bilmezsek nasıl olmak istediğimiz yere gideriz?
Gelecekteki halimin durup
Her şeyi nasıl görmezden geleceğini öğren. Hiç kimseye dayanmadan nasıl yalnız duracağını. Beklemede yaşamayı öğren. Duygularını bazen görmezden gel. Kimsenin kimse için daima olmayacağını anla. Kimsenin ilgisini çekmek zorunda olmadığını hatırla. Bunları asla unutma
Sevgili kadin,bir gün kim olduğunu unutturmaya çalışırlarsa,bunları hatırla.Dayatılana boyun eğmeyen, razı olmayan ,ait olmadığın yerde durmayansın.Unutturmak isteyenlere rağmen gücünü her seferinde gücünü yeniden bulansın.Ezberi yıkan,oyunu bozan ve kendi kurallarıyla yeniden kuransın.Hayatı ruhundaki renklere boyayan,renk katansın.Kim olduğuna başkalarının karar vermesine müsaade etmeyensin .Umutların tükendiği yerde yeniden yeşeren filizlenen,çiçek açansın .Evrenin kusursuz dengesini ruhunda taşıyansın.Sen tüm etiketlerin ve öğretilmiş sorumlulukların ötesinde ,kadınsın iyiki varsın ❤️🌸🌸🌸🙏
Uzun bir aradan sonra merhaba demek bazı bedenlerde ıstırap yaratsa ve zor olsa da bunun buradaki kişiler ve benim için hiç mi hiç ehemmiyeti yok. Tek olduğumuz bir yaşamda başkalarını ayna görevi olarak kullanıp üzerimize çeki düzen vermenin azabını toplumsal olarak en derinlerde hissetmeliyim ki; buna ihtiyaç duyuyoruz. Bu durum bizim
Kapağına bakıyorum kökünden sökülmüş kanayan bir ağaç içine bakıyorum gayya kuyuları, çorak arazi, derin çatlaklar ve çöl. İçim karanlık, içim çöl. Duydun mu İçimdekiler'i?
Halbuki başta farklı düşünmüştüm bu kitaptaki deliliği. Çünkü Aziz’de gördüğüm delilik neşeli ve pervasızdı, kasvetli değil. Hani uzun süre uyumazsınız günü döndürürsünüz de
Jeopolitik söz konusuysa, tesadüf diye bir şey yoktur!
Jeologlar ve doğal kaynaklar ekonomistleri, işgal altındaki Filistin topraklarının, işgal altındaki Batı Şeria'nın C Bölgesi ve Gazze Şeridi açıklarındaki Akdeniz kıyısındaki büyük petrol ve doğal gaz zenginlik rezervlerinin üzerinde yer aldığını doğruladılar.
Dört yıl önce Birleşmiş
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM...
Hayatımda en sevdiğim ve tekrar tekrar okumak istediğim bir kitap olarak okuduklarımın hepsine fark attı diyebilirim. Kitabı okurken yer yer sarsıldım, hatta çoğu yerde sarsılmış gibi oldum. Parçalandım, Allah'ım, ben nasıl biriyim senin katında, ben nasıl bir insanım, diye çok sordum, sorguladım kendimce...
Bir gün kırılırsa kalbin,incitirlerse seni,vururlarsa en zayıf yerinden,beni hatırla. Bir gün sen de bana yaşatmıştın bunları. O an ben geleceğim aklına....
''Hikâyemizde devesini kaybeden bir adam var.
Bu adam devesini ararken yüksek düzeyde anlayış yeteneğine sahip üç dervişe rastgelmiş.
Üç müdrik diyelim onlara. "Devemi kaybettim" demiş dervişlere; "Onu siz gördünüz mü?"
Dervişlerin ilki "Bir gözü kör müydü devenin?" diye sormuş. Adam sevinçle "Evet"
Kitabın konusu nedir, olaylar nerede geçer ve ne zaman vuku bulur, bunlara temas etmek istemiyorum. Zira kitabın hemen başında "bir süre sonra buradan çıkıp gideceğiz" diye anlatıcının ağzından konuşan sayın Kutlu en başta mekan olmak üzre bunları detaylıca anlatıyor. Detaylı derken elbet sayfalarca süren tasvirler yok ortada ve fakat