Yer çekimine yenik düştüğüm akşamdı
Dayanamıyorum daha fazla dediğin hani
Ne bekliyordum ki senden
Olmayacağını bildiğin bir şey için
Neden feda edecektin ki her şeyi
Kayboldun aniden diğer yıldızlar gibi
Maviden başka renk, dünyadan başka gezegen
Kendinden başka hatıra bırakmadan.
Küçücük bir umut parçacığıydı
En baştan beri elimde
… “Hatırladıklarımız gördüklerimizin tıpatıp aynısı olmuyor. Olmasını istediğimiz, olmasından korktuğumuz ya da olduğunu sandığımız şekilde hatırlıyoruz hadiseleri. Oldukları gibi değil. Genellikle öyle değil. Bu yüzden her şeyin tam olarak birazdan olduğu gibi olduğunu iddia edemem. Ama her şeyi birazdan anlatacağım gibi hatırladığıma yemin
İki kişiyi birbirine bağlayan bir boşluk tanımı yapmak kolay değildir. Genelde iki kişiyi bağlayan başka bir şey olduğu düşünülür. Oysa o boşluk etrafında elele tutma ihtimali birbirimize bağlıyor bizi belki de. Tanımsız bir boşluk, içine onu bunu soktuğumuz, eşyanın tüm var oluş biçimlerini koyduğumuz ve asla dolmayan boşluk.
Bir şeyi anlatmak