ANKARA
“Bir serum lastiği gibiydi aramızdaki şey o bunu bilmeden gitti. Ankara’ya varınca fark etti ve ondaki ucunu bıraktı. Ben kalbime bağlamıştım oysa hâlâ acıyor.
Sözlerinden iki nefret, gözlerinden iki cehennem okunuyordu. Bu Ankara nefreti sokağa, binaya, ya da başka bir canlıya duyulabilecek türden bir nefret değildi. Onun hüznü çok