Şimdi
Bir türkü o
Ezgin ve utkun
Dinletiler Arasına
Tabutların ya içinde olduk ya da altında.
Cinayetin ardındaki gülüşleri düşürmek için
Düşenleri yerden kaldırmak için
Hep birlikte.
Sayfa 93 - OnurKitabı okudu
Seslerimiz aynı , türkülerimiz aynı.
Beyaz bir karanlıkta mıyız ,
Siyah bir aydınlıkta mı ?
"Çok soğuktu, bu soğuk havada aç aç dolanan insanların gözleri önünde çok güzel manzaralar belirdi: Cayır cayır yanan bir soba, içine tavuk ve ördek pişen, dumanı tüten bir pencere, bir tepsi dolusu etli börek, yeni açmış çiçekler ve yeşillenmiş çayır çimen. Benim gözümün önünde içi nefis bir sıvıyla dolu sukabağı büyüklüğünde, güvercin gibi kanlı canlı ve bir porselen gibi şık ve parlak bir çift meme vardı. "
Yılmaz Güney'in, Nebahat Çehre'ye yazdığı mektup
.
«Şu yeryüzünde üç milyarı aşkın insan yaşar yavrum, üç milyarı aşkın yürek atar, durur.
Şu üç milyarı aşkın insanların bir kısmı aç, bir kısmı hasta, bir kısmı yaşlı, bir kısmı aşık. Dünyanın neresinde olursa olsun, sevda için yanan binlerce insan vardır. Ve biz, bu üç milyardan yalnız iki kişiyiz.
Her şeyin bir kanunu vardır. Ama sevdanın
Gün olur da
Dağılırsa bulutlar
Açarsa mavi çiçeğini gökyüzü
Sayfa 81Kitabı okudu
Geri gelmeyecek onlar , biliyoruz
Ama onları istiyoruz.
Sayfa 95Kitabı okudu
Gökte yıldızları yaktılar
Yalnızlığını bekliyordun , geldi kuruldu
Resimleri karıştırdın ,eski resimleri
Gökte yıldızları yaktılar
Sayfa 20Kitabı okudu
Kiraz dalları kirazlarını döktü artık
Kalbim bir yalnızlığa büründü ki sorma
Sayfa 19Kitabı okudu
Can soluğum güvercinim
Kanat vurup geçme beni
Sayfa 86Kitabı okudu
Yine bahar yine kar çiçekleri
Yine bir şarkı söylenmede mahsun
Öyle unutmuşsun ki kendini
Neyin var ağlıyor musun
Dağ eteğinde, Yangın'da yanan eski konağın yakınında, dere kıyısında yüksek duvarlarla çevrili ambarların sundurmalarındaki kuşluklarda her soydan yüzlerce güvercin beslermiş. Aylıklı bakıcısı varmış kuşların. Dokuz-on altına bir çift güvercin aldığı olurmuş. Havada takla ata ata uçuşlarını seyrederken kimi zaman bir atmacanın yükseklerden saldırarak içlerinden birini kapıp götürmesine dayanamadığı için bir atmaca ya da doğan ölüsü getirene iki altın verirmiş.
Sayfa 120Kitabı okudu
Bildim ki
Yalnızlık senin yokluğundur
Sayfa 75 - Onur YayınlarıKitabı okudu