Livaneli’ nin Serenad dan sonra en beğendiğim kitabı oldu. Hatta kararsızım hangisini daha çok sevdiğime dair. Objektif bir bakış açısı ile yazıldığını düşünüyorum. Kesinlikle okunmalı.
İstanbul’daki Amerikan büyük elçisi Tirel 1897’de New York Times gazetesine ve bazı Amerikan dergilerine onu”Avrupa da tanıdığım en entelektüel adam” diye övüyor, Rus Çarı’nın onun yanında Doğulu kaldığını söylüyor ve “Tam bir batılı” diyordu.
Ben dünyanın en merhametli adamıyım, inanın bana öyleyim, samimi söylüyorum. Balınız aile geleneğimizin tersine, hiçbir kardeşimi, tahta aday olan hiçbir akrabamı öldürtmedim. Otuz üç yıl içinde onayladığım idam kararı sadece üç bel tanedir. Onlarda anasını babasını evladını katleden canilerdir, siyasi değildir. Sarayda bir tek akıl almaz bir terbiyesizlik yapan bir harem ağasını isam ettirdim. Bu kadar merhametli bir dönem tarihimizde görülmemiştir. Ama ne yaptılar beni elleri kana bulanmış bir cellat olarak çizdiler.
Aslında hükümdar tahtının esiridir, kölesidir, her istediğini yapamaz. Devlet birçok kişiyle beraber yönetilir onlarda arkandan bin bir türlü oyun çevirirler.