"Allah belasını versin bu pis yabancıların," dedi birisi; gömleğini pantolonunun üstüne çıkarmış, bütün yüzü bıyık içinde kara bir adam. "Bedava yaşıyorlar bu ülkede." Arabasının kapısına dayanmış, müşteri beklerken, yağlı, kıymalı bir şeyler yiyen şoför de bu düşünceye hak verdi: "Paramızın değeri de bu yüzden düşüyor abi."
"Öyle deme hay yiğen, insanoğlu çiğ süt emmiştir.Her kötülüğü yapar,her iyiliği de yaptığı gibi."
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
328 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Mehmet Rauf/ Eylül
. “...bir gün acı bir son nefes ile sönüvermek için, nasıl yalnızca bunlar için yaratılmış olduklarını ne kadar acı görüyordu; mutlu olsak bile hayat, yalnızca yıkıp yok eden hayat, yalnızca yiyen, yıkan, öldürüp ezen hayat hükmediyordu.” . “E, sonbahar bu... artık bu kadar güzellik ve sıcak verdikten sonra! Eylül, malûm ya, hüzün ve matem
Eylül
EylülMehmet Rauf · Can Yayınları · 202040,1bin okunma
Ölüm;
* Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılmaz bu dertler. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin. Düşündüm, herkesin gökyüzünde bir yıldızı varsa, benim yıldızım uzak, karanlık, anlamsız olmalı. Belki de hiç yıldızım olmadı. İçimde müphem bir arzu: Bir deprem olsa da, bir yıldırım düşse de, sakin pırıl pırıl bir dünyaya yeniden doğsam? Azap çeken bir ruh gibi bekliyor, kolluyor, arıyordum, lakin boşuna! Dünya,ıssız yaslı bir ev gibi görünüyordu gözüme ve ben bağrımda bir acı duyuyordum. Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya. Gönlümde düğümlenen bir şeydi bu ıstırap, bu kederli hal; kasırgadan az önceki havayı andırıyordu. Hissettim ki benim düşüncelerim de dayanıksız bir avuç kor gibidir, kül olmuştur, bir üflemeye bakar. Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, birbiriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! Artık hiçbir şeye inanmıyorum. Bazı kimselerin ölümle savaşı daha yirmisinde başlar; birçokları da yağı bitmiş lambalar gibi, sessiz yavaş, ecelleriyle sönerler. Yalnız ölüm yalan söylemez! Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Kimse göründüğü kadar dayanıklı değildir. Sadece görünmeyen yangınlar, duyulmayan fırtınalar, gizlice çürüyen ruhlar vardır. Nedir günler, nedir aylar? Benim için bir önemi yok bunların; Mezarda olan için zaman, anlamını kaybeder.
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Bir Yıldan Sonra Yeni Bir Bakış
Bir yıldır başucumda durup sürekli beni gülümseten bu muhteşem kitabın yeni bir incelemeyi hak ettiğini düşündüm. Eski incelememi de aşağıya ekliyorum. --23.01.2019-- En son ne zaman bir kitaba sarılarak uyudunuz? Ya da şöyle sorayım; hiç tattınız mı bu muhteşem duyguyu? Ben küçükken, okumayı ilk öğrendiğim zamanlarda, her gece mutlaka bir
Unutulmuş Renkler
Unutulmuş RenklerSilvia G. Guirado · Epsilon Yayınevi · 201418 okunma
Bir yığın berbat kitap, gıdasını buğday başaklarından alan ve sonunda onu boğup kurutan edebiyatın istilacı yabani otları da öyle... İnsanların zamanını, parasını, dikkatini —ki bunların meşru hak sahibi iyi kitaplar ve onların soylu hedefleridir— gasp etmektedirler: Bunlar ya safi para kazanmak ya da makam mevki elde etmek amacıyla yazılırlar. Dolayısıyla sadece yararsız değildirler; fakat müspet olarak zarar da verirler.
Reklam
1.000 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.