-Nasıl bir dünya arzuluyorsunuz?
-Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya... İnsanların hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya... Hırsızlıkların, başkalarının hakkına tecavüz etmelerin bol bol bulunmadığı... Pardon efendim! Bol bol bulunmadığı ne demek? Hiç bulunmadığı bir dünya...
Sevilmeye layık, küçücük kızların orospu olmadığı, geceleri hacıağaların minicik kızları caddelerden yirmi beş lira pazarlıkla otellere götürmediği, her genç kızın namuslu bir delikanlı ile konuşabildiği, para için namus, ar, haya, hayatın, gece, gündüz satılamadığı bir dünya... Kafanın, kolun çalışabildiği zaman insanın muhakkak doyabildiği,eğlenebildiği bir dünya... İçinde iyi şeyler söylemeye, doğru şeyler söylemeye salahatiyle kıvranan adamın, korkmadan ve yanlış tefsir edilmeden bu bir şeyleri söyleyebildiği bir dünya...
Bir kitap ne kadar aşağılayıcı olabilirse o kadar aşağılayıcı olmuş. Kimi? Kadını. Şaşırdık mı? Hayır.
Tesettürlü veya tesettürsüz dememiş, kadınları küstahça eleştirmiş.
"Tesettürlü oldu-ğunu zanneden çıplakların sayısı ise her geçen gün artmakta." -SAYFA 47-
Hadi şimdilik kadınları geçelim de 3 yaşındaki çocuktan ne istemiş onu
Büyük bir arife sordular:
“Neden bu kadar sakinsiniz?”
Dedi ki: Uzun zaman okumam ve tecrübelerimin neticesinde hayatımı beş esas üzerine kurdum:
1. Benim rızkımı kimsenin yiyemeyeceğini anladım ve sakinleştim.
2. ALLAH'ın beni daima gördüğünü anladım ve haya ettim.
3. Benim işimi kimsenin yapamayacağını anladım ve çalışmaya koyuldum.
4. Anladım ki işimin sonu ölümdür ve ona hazırlandım.
5. Anladım ki iyilik ve kötülük her ikisi de kalıcıdır, dolayısıyla iyiliklerimi çoğalttım ve kötülüklerimi azalttım.
İnsana en çok şiir yakışıyor,
Sonra yeryüzüne yağmur,
Gökyüzüne mavi,
Ve en çok insana vefa yakışıyor,
Yüreğe sevda,
Gözlere haya,
Ve en çok yaşamak yakışıyor,
İnsanca, sevdaca, duruca.
Kimsenin saçına "ak" olmayın.
Kimsenin gönlüne "yük" olmayın.
Kimsenin kalbine "yara" olmayın.
Kimsenin gözüne "yaş" olmayın.
Kimsenin diline "ah" olmayın.
Kimsenin baharına "kış" olmayın.
Çünkü; "Allah güçlüdür, intikam alıcıdır." (Âl-i Imran Süresi 4. Ayet)
Afuvv’dur Rabbin. İsyanına rağmen yanında duruyor. Günahlarını bildiği halde, seni mahcup etmiyor. Ayıplarını bile bile seni başköşede ağırlıyor. Kusurunla seviyor seni; sevmek için kusursuzluğu şart koşmuyor. Kusuruyla seven kusursuz sevendir; böyle bil. Günahlarını çelme yapma ümitlerine. Hatanı hata bilmeni istiyor. Dönüşünü bekliyor her hatada. Senden yüz çevirmiyor.
Hatadan dönmeni seviyor, sevdiğini söylüyor. Günahlarınla mahcup olduğunu gören Afuvv, bu tatlı mahcubiyetini yok sayar mı hiç? İçinde yanıp duran 'Âh'larla yandığını bilen Rabbin, hiç bu yangına terk eder mi seni?
Kaldır başını yerden, 'olur böyle şeyler!' diyen Rabbin seni bekliyor. Sen günahından hayâ edince, bağışlamamaktan hayâ eden bir Rabbin var; ne güzeldir nasibin.
🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷
İSLAM KIZINA HARAM TEKLİF HAA!
° Çalışan kadın yuvasını dağıtıyor.
° Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.
° Kızlarına sahip çıksalarmış.
° Medya olayları abartıyor. Kadına yönelik şiddet algıda seçicilik.
° Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.
° Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.
° Kız mıdır kadın mıdır bilemem.
°
Yazar, hukukçu ve gazeteci olan Eric Berkowitz bu kitabında cinselliğin sınırlanışını kayıtlı tarihten yirminci yüzyıla kadar, günümüze ulaşmış davaların belgeleriyle din, sosyal statü, coğrafi etkiler ve bunun gibi faktörler çerçevesinde tarihsel olarak ele almış. Kitabın dili oldukça sade. Yazarın gazeteci olmasının bunda büyük etkisi olduğunu