Bu kitap tek bir günde geçiyor, ama öyle bir gün ki, sanki bir yıl gibi geliyor insana. Ian McEwan, bir cerrahın –Henry Perowne’un– Cumartesi gününü anlatıyor. Ama bu, sıradan bir Cumartesi değil. Rutinleriyle huzur bulan bir adamın hayatında küçük bir aksilik yaşanıyor ve her şey bir anda raydan çıkıyor. Tüm o alışılmış düzen, ufacık bir olayla yerle bir oluyor.
En sevdiği gün, Cumartesi. Ama o gün yaptığı bir hata, sadece onu değil, ailesini de etkiliyor. Bu olaylar öyle bir hızla ve yoğunlukla gelişiyor ki, kitabı okurken "Bu gerçekten sadece bir gün müydü?" diye düşünüyorsun. Ama McEwan o kadar iyi yazmış ki, karakterleri sizinle öyle içli dışlı ediyor ki, hepsini yıllardır tanıyormuşsun gibi hissediyorsunuz.
Hayal kırıklıkları, beklentiler, aile bağları, sevgi, hüzün… Hepsi var bu kitapta. Ve her şey sadece bir gün içinde oluyor.
Bazı sahneler o kadar gerçek ki mesela bir yemek sahnesi var, resmen kokusu burnuma geldi. O kadar canlı anlatıyor. Sabah yaşanan bir şeyin, günün ilerleyen saatlerinde bambaşka bir gerilime dönüştüğünü görmek de çok etkileyici. O gerginlik, olaylar, sonrasındaki çözülme… Gerçekten çok iyi yazılmış.
Cumartesi, aslında hayatın ne kadar hassas dengelerle yürüdüğünü gösteriyor. Bazen küçücük bir şey, koskoca bir yapıyı yerinden oynatabiliyor. Bu kitap sana hem düşündürüyor, hem de çok güzel bir okuma deneyimi sunuyor. Tek bir günü anlatıyor belki ama sanki koca bir yaşamı okumuş gibi oluyorsun bitirdiğiniz
"ALELADE MEKTUPLAR"
"Önce kendi içimizdeki çocukla barışmakla büyüyoruz. Onun elinden tutup anladığımızda çözülüyor düğümler. Ağlamak, gülmek, sevmek sevilmek. İçimizdeki çocuğa
Albert Camus’ un yabancı kitabı ile Alain de Botton un Aşk Üzerine kitabı peş peşe bitirdiğim kitaplar oldu. Yüreğimi karamsarlık kapladı. Evet salt iyilik salt kötülük yoktur biliyorum. Ama hayat bu kadar acımasız olması sorgulatıyor ve üzüyor insanı.. Birşey evet tek düze gitmez ama yaşanan büyük hayal kırıklıkları bizi bu kadar sarsarken tekrar sıfırdan başlamak çok zor değil mi?
Kalplerin İmar Yolculuğu kitabının yorumu ile geldim
Temmuz ayının sıradaki kitabı 2025 yılı basımlı 182 sayfalık bir kitap
Hepimizin içinde bazen kırgınlıklar, endişeler, anlaşılmama hissi birikir, değil mi? Kalbi yaralı, zihni meşgul, ruhu ferahlık arayan herkes için sıcak, anlayışlı ve yol gösterici bir rehber.
•Modern hayatın getirdiği baskılar, endişeler ve içsel sorunlar karşısında ruhun nasıl nefes alabileceğini, dinginliğe nasıl kavuşabileceğini, umutsuzluktan sıyrılıp huzura erme yolculuğunu, hatalara, eksikliklere ve geçmişte yaşanan acılara karşı yargılayıcı olmak yerine, anlayışlı ve merhametli, önyargılardan arınmanın, yaşanan hayal kırıklıkları, ihanetler, travmalar karşısında kalbin nasıl onarılabileceğini, yaraların nasıl sarılabileceğini mizahi bir dille ele alan Mihrimah ve Mahir'in imanî derinlik ve psikolojiyle harmanlanmış sohbetine kulak vererek anlayalım.
•Manevi ve psikolojik bir yolculukla, samimi, mizahi ve dostça bir yaklaşım ile kalbinizdeki düğümlere çözüm bulabileceğiniz şahane bir eser. Mutlaka okuyun!
Yazarımızın kalemine sağlık
Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum bırakabilirsiniz
Okumayı ihmal etmeyin