Sana artık varılmaz, sen en geç kalmışlıklarımsın. Sen kılpayı kaçırdıklarım, zayi olunan emeklerim, koşsam da yetişemediklerimsin.
Sana artık ulaşılmaz, sen kimsesizliklerim, umutsuz düştüklerimsin. Sen hayal kırıklıklarım, öfkem ve nefretlerimsin.
Sana artık dokunulmaz.
Sen, değilsin.
"Dönem ruhu", "kültürel iklim" gibi sözler benim için anlam ifade etse de, şu "kuşak" sözüne itibar edenlerden değilim. Gregor- yen takvimin hayatımızı böyle pasta dilimleri gibi keskin çizgilerle böldüğüne inanmıyorum. Ama yine de işaretleme kolaylığına gerek duyanlar için sonradan "78 kuşağı" diye adlandırılan kuşaktan biri olarak söz aldığımı belirtmek isterim.
Daha çocuk yaşta sol düşünceye meyletmiş, üniversite yıllarında Marksizme gönül ver- miş, yakın tarihte devrim olabileceği ihtimalini sevmiş, sınıfsız toplum hayalleri kurmuş biri olarak söz alıyorum. Aynı zamanda işi gereği çok hayal kurmuş, çok hayal etmiş, hayallerinden edebiyat yapmış biri olarak da söz alıyorum. Hayal kırıklıklarım da var tabii, ama onlar başka bir sohbetin konusu...
Aradan geçen yıllar beni sınıfsız toplum hayallerimden vazgeçiremedi ama, düşlerimin belirsiz bir geleceğe ertelendiğini ve hayallerimin hayata geçmesinin benim müddet-i ömrümü aşacağı gerçeğini kabullendim.
Murathan Mungan
Bir yudum aldim sayfalari cevirdim her bir satir da kendimi buldum kalbimin kirikligini yorgunlugum hayal kirikliklarim kursak da kalmak dedikleri sozun gercekligiyle yuzlestim