Öncelikle hiç kimsenin beslenme şekliyle bir sorunum olmadığını belirtmek istiyorum. Bunu yazımın hemen başında vurgulamamın nedeni, günümüzün dünyasında azınlık veya ezilen diye tabir edilen unsurlara verilen önemin artışı nedeniyle, bunların savunduğu görüş ve savlara doğrudan veya dolaylı bir eleştiri getirmek, tepki çeken bir husus olma
Seni AZ tanıyorum. A'dan Z'ye kadar.
Ilk inceleme az dikkat,çok saçmalık ve tabikide büsbütün umursamazlık barındıracak.
Hakan günday önce insanı canlı canlı mezara koyuyor sonra,hadi şimdi toprağında açan çiçeklerle yaşa diyor. AZ'da diğer kitapları gibi yeraltı edebiyatı türünde yani öyle geçiyor,yanlız gerçekten yeraltı edebiyatı mı emin olamıyorum. İki derda biri kız, biri erkek ikisinide hayatı bok gibi başlıyor bu süre devam ediyor, geriye kalanını pollyanna'yı bile kıskandıracak kadar iyi devam etmesi ve iyi bitmesi fazla hayalcilik gerektiriyor gibi geliyor bana.
Yani hakancım seni severim ama biraz daha mı gerçekçi olunsa, herzaman kötü insanlar ölmüyor,suçlular cezalarını çekmiyor ve bok gibi başlayan hayatlar bok gibi bitebiliyor.
Herneyse aşırı akışkan bi kitap üçyüz küsür sayfa ama hiç sıkılmadan tek oturuşta bitirilebilir(okuma dehefini skor sayanlar okumamalı) sindirilerek okunması, ve üstüne düşünülmesi gerekilen romanlardan her neyse öyle işte
Nedir bu hayalcilik? Son zamanda böyle incir çekirdeği doldurmaz şeyler yüzünden duyduğum üzüntülere ne lüzum var? Bunlar yaşamama, huzur duymama engel oluyor.
86 yıl önceyi yaşayan Müminlerin, bir gün Ayasofyanın minarelerinden tekrar Ezan-ı Muhammediyyenin okunacağını söylemesi nasıl hayalcilik değilse; birgün Kudüs'ün kurtarılacağını ve Doğu Türkistan'ın dağlarında, vadilerinde ezanlar okunacağını söylemek de hayalperestlik değildir.
İnsanın üçüncü yolu yok! Onun iki yolu var: En yukarıya çıkaran yol,
en aşağıya yuvarlayan yol.
Cahillik, doymazlık, hayalcilik, zalimlik gibi olumsuz nitelikler insanı
çok azgınlaşan, hak-hukuk, acıma ve insaf tanımayan bir canavara dönüştürebilmektedir. Bu dönüşümü yaşamış insan, varlığın en sefil, en sapık yaratığıdır (bk. Arâf, 179; Furkân, 44).
İnsanın, hayvan olmak gibi bir şansı yoktur. O, ya taşıdığı büyük
yaratıcı imkanları kullanarak ve o imkanları kendisine veren kudretle
barışık durarak en yukarılara çıkacaktır yahut da, potansiyeline ve imkanları verene ihanet ederek en aşağılara yuvarlanacaktır.
Hayvan olmak ne böyle bir risk taşıyor ne de böyle yücelme imkanı...
Hayvanın tek yolu vardır: Yaratıcı kudret tarafından kendisine söyleneni yapmak. Tek yollu bir yaratık olan hayvanın riski yoktur. Çünkü risk,
özgürlüğün ve aksini yapabilme gücünün olduğu yerde vardır.
Socrates'in hayatı boyunca öğretmeye verdiği önemi, sokakta gelip geçenlerle diyaloglar üzerinden onlara öğretmeyi ve rehberlik yapmayı sevdiğini ve bu nedenle de gücü elinde bulunduranlar tarafından toplumu düşünmeye yönelttiği için sonunda da öldürüldüğünü okulda felsefe dersinde okuduğumuz kitaplardan hatırlarız. Socrates pozitif