Dualarımız dilimizde olduğu gibi zihnimizde de süreklilik gösterirse kabul edilmeye daha yakındır. Bir şey isteyip gelecekte kendimizi o konumdan çok uzakta düşünürsek, bu onu mutsuzca istediğimiz anlamına gelir ve bu şekilde edilen dua bizi sonuca götürmez. Rabbimiz ettiğimiz duamıza inanmamızı ve çaba sarf etmemizi ister. Geleceğimizi dualarımızın tam aksi gibi hayal etmek duanın gerçekçiliğini öldürür. Çünkü beynimizin bir yapısı da zihnimizin hayali kurgularını hakiki gibi algılayıp davranışlarımızı o doğrultuda şekillendirmesidir.
O günlerin hayali şimdi bile silinip giderken, kalbim çarpıyor. Ne tuhaf, dönüp gelen bu hatıraların iki niteliği var: Birincisi sessizlikle dolu oluşları; bu, onların en kuvvetli tarafı. Sonra gerçek olmadıkları halde gerçek etkisi bırakmaları. Sessiz görüntüler bunlar; kelimesiz, hiç konuşmadan, bakışlarla, tavırlarla bana bir şeyler söyleyen görüntüler. Susuşları öyle dokunaklı ki...
Reklam
Halk-ı âlem aşkımı âh u figânımdan duyar Gece âteş şulesi gündüz duhânımdan duyar Tınmamak ile yener o gonca-leb ben bülbülün Her seher derd-i derûnum dâsitânımdan duyar Ağzı remzin beli sırrın şerh ederdim mûbemû Kimsene yoktur benim râz-ı nihânımdan duyar Çeşm ü ebrûsu hayâli fâş eder sırrım cihan Bey kulu olduğumu tîr ü kemânımdan duyar Ben Necâtî'yim dediğimdir giriftâr olduğum Cümle güzeller beni nâm u nişânımdan duyar
Sayfa 183
İntikam; taş atana taş atmak değil, taş atanı unutmak, atılan taşı saklamaktı benim dünyamda. Öyle yaptım. Göğsümün ortasına, kalbimin durgun sularına atılmış o taşı, hayali bir yakut gibi boynuma taktım. Üzerine tırnağımla iki çift laf kazıdım. Güneşe doğru tutunca daha net okunuyor: "Güvendiğiniz dağlara kar yağdığında, üzülmeyin. Kıç üstü oturun ve sessizce aşağı doğru kayın. Baharı görene kadar..."
Eski hayatın yaşanmışlığını yeni hayatın hayalî belirler.
Yeni bir dünya yeni bir kavrayışı yeni bir yaşam eskisi yok olmadan gerçekleşmeyecektir zirâ..
Herkesin içinde yatar Aşka göre yaşanmış bir hayatın hayali. Kimileri için yaratabilecekleri fark anlamına gelir Severek başkalarını, fakat çoğuna akın eder Tüm yapabilecekleri olarak, eğer sevilselerdi. Bunun devası yoktur. Uçsuz bucaksız, gevşetici bir acı, Erirken, katı manzaranın ağlayışı gibi, Yayılır usulca baştan başa içlerinde - bu ve yukarıdaki ses Sevgili çocuğum diyen ve zamanın tüm boşa çıkardığı. In everyone there sleeps A sense of life lived according to love. To some it means the difference they could make By loving others, but across most it sweeps As all they might have done had they been loved. That nothing cures. An immense slackening ache, As when, thawing, the rigid landscape weeps, Spreads slowly through them - that, and the voice above Saying Dear child, and all time has disproved.
Sayfa 42
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.