Dert, derdimdi, uzaktaki bir şey değildi; tıpkı hayalim ya da idealimin olduğu gibi. Körün cenneti, mutlu olabileceği bir karanlıktır ya o hesap. Kendisi, aydınlık ışıltılı diye tarif eder de, aydınlık ne, ışık ne? Neyse...
"Affet...
Bu gece seni sevmekten vazgeçtim...
Çünkü seni özlemeye artık tahammülüm yok.
Üstelik bir gün her şeyin düzeleceğine olan inancımı da yitirdim.
Ne küçücük bir ihtimal kaldı sana dair,
Ne de azıcık da olsa hayalim.
Ben yalnızca seni değil,
Umudumu da kaybettim..."
Bir gün ne hayalim ne de gölgem kalacak
Artık ne sıcaklık, ne biraz nem kalacak
Benden sana binlerce şiirden başka
Bir parça ümit, bir yığın özlem kalacak
Gençlik nedir sahi? Kaybettiğimiz koca bir ömrün sonu, özlenen çocukluğunun hasretiyle geçen demler arasında biten umutların mı ? Ben gençliği yaşayamadım ki anlayayım. Yıllarca anlamamıştım yaşadığım hayatın sebebini bir şeyler tükezliyordu beni hissediyordu kalbim. Kendimi tanıdığımda ömrümün 14 yılı bitmişti anlamıştım neyi kaybettiğimi . Çocukluğunu dahi yaşayamadan ömrünü sonlandıran bir kız çocuğuyum işte. Alıştım, bedenimden önce kalbim büyümek zorunda kaldı. Yüreğim çocukluğuma hasret. Ben sevdim kendimi herkesin eksik gördüğü yanımla en çok ben kendimi sevdim.Sonra küçük bir çocuk sevinciyle hayaller kurmaya başladım yaşayamadım hiçbir hayalimi, hep eksiklerimle savaşmak istedim her şeye ve herkese rağmen sevdim kendimi. Kaderin önüne geçilmiyor ama yaşamak ve yaşatmak bizim elimizde. Kursağımda bırakıldı her şey. Sonra mı? kendime bir dünya yarattım işte kitaplar en yakınım. Artık en büyük hayalim, Odamda radyodan çalan eski bir şarkı ve daktiloma kahramanı olduğum bir hikayenin sonunu yazmak. Bende herkes gibi bir kulum işte fazlası gibi eksiği de bulunmayan bir kul
Bir hayalim var; senin gelinlik giydiğin… İstanbul’un sırf sen varsın diye daha güzel olduğu bir hayalim var. Benim bir hayalim var; çocuklarımın sana “Anne” dediği.