Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Görün­düğü kadarıyla bu dünyada gerçeğin farklı düzeyleri vardır.Bazı tür gerçekler, diğerlerine göre daha doğrudur. Gerçeğin bazı türleri yalanlardan oluşur ve bunlar, kendini gerçekleş­tirmek, yaşamak isteyen hayat açısından en fazla kullanım değerine sahip türlerdir.
Sayfa 218 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Birşey daha ‘manevî’ oldukça, görünür olma ihtimali ölçüde azalır. Görünebilirlikten ilerleme, Varlık Düzeyleri büyük hiyerarşisinin diğer bir yönüdür sadece. Onu uzun uzadıya irdelemenin gereği yok. Açıktır ki ‘görünebilirlik’ ve ‘görünemez-lik’ terimleri sadece görsel duyuya değil, fakat dış gözlemin tüm duyularına isnat ederler. Dört Varlık Düzeyini gözden geçirdikçe odak noktasına gelen hayat, şuur ve kendininfarkında olma güçleri tamamen görünmezdirler; renksiz, sessiz, ‘derisiz’, tat veya kokusuz ve aynı zamanda genişleme ve ağırlığı olmayan^
Kederler birbirini açıklamazlar ama örtüşebilirler. Bu yüz­den kedere kapılanlar arasında gizli bir ortaklık vardır. Bildiği­niz şeyi yalnızca siz bilirsiniz; bildiğiniz şeyler, farklı şeyler olsa bile.
"Bir ölüm kendini açıklayabilir ama bir başkasına ışık düşürmez."
Düz bir yüzeyde, zeminde yaşıyoruz, ancak -ve böylece­ özlem duyuyoruz. Yerdekiler olarak, kimi zaman tanrılara ka­dar erişebiliriz. Bazıları sanatla yükseliyor havaya, bazılarıysa dinle; çoğu aşkla. Ama havaya yükseldiğimizde, aynı zamanda düşebiliriz. Çok az yumuşak iniş var. Kendimizi bacaklarımızı kıran bir güçle, yabancı bir demiryolu hattına doğru sürüklen­miş olarak yerde zıplarken bulabiliriz. Her aşk hikayesi potan­siyel bir keder hikayesidir. Eğer önce değilse, daha sonra. Biri için değilse, öteki için. Bazen her ikisi için. Peki, o zaman niçin aşka sürekli özlem duyuyoruz?
Reklam
Mesele şu ki doğa son derece adil, tamı tamına taşıdığı değer kadar acı veriyor, bu yüzden insan acıdan bir bakıma fazlasıyla hoşlanıyor, sanıyorum. Önemli olmasa, önemli olmazdı.
Çünkü her aşk hikayesi potansiyel bir keder hikayesidir.
birlikte fotoğraf çektirmiş olan bir çift, fotoğraflarını incelemek üzere geri döndüklerinde, kadın eş her zaman önce kocasının portresine bakıyordu ve koca da aynı şeyi yapıyordu. şu sonuca varmıştı nadar: insanlığın öz sevgisi böyleydi işte, çoğu kişi sonunda kendine ait gerçek bir imgeyi gördüğünde kaçınılmaz olarak hayal kırıklığına uğruyordu.
insan kuş olacak ve hem de ne kuş! düşünen bir kuş. ruhu olan bir kartal!
Reklam
daha önce bir araya getirilmemiş iki şeyi bir araya getirirsiniz. ve dünya değişir. insanlar bunu o zamanlar fark etmeyebilirler ama bu önemli değildir. dünya yine de değişmiştir.
"Yalnızlığın iki temel çeşidi var: sevecek birini bulamamanın yalnızlığı ve gerçekten sevdiğinizden yoksun kalmanın yalnızlığı. Birincisi daha kötü.."
Sayfa 89 - Ayrıntı Yayınları Ekim 2013Kitabı okudu
Felix Tournachon 18 Ekim 1863'de Paris'te Champ de Mars'tan havalanmış ve on yedi saat boyunca şiddetli bir rüzgarla doğuya doğru sürük l endikten sonra Hanover yakın­ larında bir demiryolu hattına çakılmıştı. Fred Burnaby, Eklips adlı, kırmızı sarı bir balonun içinde tek başına yolculuk yapıyordu. Balonun sepeti bir buçuk metre uzunluğunda, bir metre genişliğinde ve bir metre yüksekliğin­ deydi...
Sayfa 10 - Ayrıntı Yayınları Ekim 2013Kitabı okudu
Resim