Sofie’nin Dünyası, felsefe tarihi üzerine bir roman... Böyle bir konu ancak bu kadar romanlaştırılabilirdi herhalde. Ama böyle bir kitap roman gibi okunmamalı bence. Notlar alarak, altını çizerek, yan okumalar yaparak anca hakkı verilebilir bu kitabın. Yazarın bu kitabı lise öğrencilerine felsefeyi sevdirmek için yazdığı söyleniyor. Keşke lise
Vee Mücella. Yazgısı annesi gibi yalnız yazılmış Mücella. Nazan Bekiroğlu'nun kitabın başında dediği gibi "Mücella'yı anlamak icin önce Neyyire Hanım'ın bahçesine bakmak gerekir" diye. Zinhar öyledir de. Neyyire Hanım despottur, katidir, kendince kendi zamanına göre bir bildiği vardır ve o ne dediyse doğrudur velhasılı. Mücella boyun eğendir yazgısına, ses etmez anne dilinden dökülen "ayıptır, günahtır mukabilinde söylenen her emrivakiye ve kız kısmısı adını korumalıdır" nezdinde edilen her kelama. Olsundu. Mücella hayatını vermeye hazırdı neticede annesinin ve etraf akraba, konu komşunun yardımına koşmaya, hayatını feda etmeye ve kendi dört duvarı arasında bir annesi bir kendi yaşamaya. Ve gün geldi Neyyire Hanım'da bırakıp gitti Mucella'yı öte aleme. Hayatları bir bir akıp geçti seneler boyu. Mücella doğduğu günden itibaren ne çok şey değişmişti. Yollar hanlar yapılmış, darbeler olmuş, devrimler olmuş, radyo televizyon girmiş bir çoğunun hayatına, kimi evlenmis kimi ölmüş ama bir tek Mücella'nın hayatı değişmemiş. Ve yine Nazan Bekiroğlu'nun dediği gibi "Yapayalnız tükenen bu hayat, kendisi için değil başkaları için yaşanmıştı, bütün benzerleri gibi." Ve yine Nazan Bekiroğlu'nun deyimiyle "Rüya olduk. Masal olduk, anlatanımız yok." dedi Mücella. Ve sonunda anlatıldı hiç değişmeyen hikayesi Nazan Bekiroğlu tarafından. Ve gün geldi oda karıştı taşa toprağa fani dünyanın fani bir ferdi olarak. Bitmesine üzüldüğüm ama her hikaye gibi sonu olan bir roman. Benim Nazan Bekiroğlu hayranlığım yine okuduğum onbirinci kitabı ile katlandı daha da arttı...
"Cahil kişilerin ruhu gübrelenmemis,sürülmemiş topraklar gibi katıdır.Önyargilar bu ruhlara,kaya diplerinde biten otlar gibi sımsıkı yapışır,inatla büyürler.Bunlari söküp atmak,kökünü kurutmak güç mü güçtür."
Dünya Klasikleri her daim zevkle okuyabilecegim güzellikte eserlerle dolu.Charlotte Bronte ve iki kız kardeşlerinin hayat hikayesinini okuduğumda kitaplarini çok merak ettim.Gercekten okuduğum yegane güzel bir kitap..Okumayı sevenlere tavsiye edebilirim...
Jane EyreCharlotte Brontë · Martı Yayınları · 201331.3k okunma
Niyazi Mısri'yi İnsan adlı şiirinden tanımaya başladım. Biraz araştırdıktan sonra hayatını ele alan kitabı görünce hemen aldım.
Yunus Emre'yi çok seven ve onu örnek alıp onun gibi olmak isteyen, Malatyalı Niyazi Mısri'nin hayatı roman türünde anlatılmış. Mısri'nin şiirlerini seven biri olarak kitabını daha çok begendim. Kendimizi sorgulamaya ve düzeltmeye iten bir hayat hikayesi. Ayrıca 17.yy Osmanlısıda gözler önüne serilmiş. Kesinlikle okunması gereken su gibi akıcı bir kitap.
- Kararmış gönlün ey gafil, nasihat neylesin sana
-Hacerden katıdır kalbin, öğüt kâr etmeyen insan.
BukağıEmine Işınsu · Bilge Kültür Sanat · 2019426 okunma