140 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Yazar 1911’de doğup 100 yaşında ölmüş. 2002’de bu kitabı yayınlamış. İsmi, hayata direnmekten geliyor. Neden ve nelere direnmek gerektiğini ve bunun yollarını anlatıyor yazar. Ama en sonda direnişin ne olduğu konusunda artık eskisi gibi net cevap veremediğini söylemiş. Cevabın vahiy gibi heybetli bir şey olmadığını, küçük bir şey olduğunu
Direniş
DirenişErnesto Sabato · DeliDolu Yayınları · 2018103 okunma
288 syf.
9/10 puan verdi
Malina.
Yaklaşık üç ay önce, bir rüyayla geldi bana. Hiç bilmediğim sıcacık bir kasabadayım, yalnız yaşıyorum, çok güzel bir gün ve meyve sebze almak için dışarı çıkıyorum. Aslında istediğim şey bir kitapçıya gitmekti, gerçek hayatta asla karşı koyamayacağım bir kitapçıya uğrama isteği vardı içimde. Ama meyve ve sebze almak için bir manava gittim. Bir
Malina
MalinaIngeborg Bachmann · Yapı Kredi Yayınları · 2022652 okunma
Reklam
Hayat sıkıcı ve anlamsız. Büyük umutlarla başlıyoruz, sonra çuvallıyoruz. Hepimiz bi gün büyük sorulara cevap bulamadan öleceğimizi keşfederiz. Hayatımızın gerçeğini farklı biçimlerde yorumlayacak dolambaçlı düşünceler geliştiririz, bedenimizle büyük şeylere, gerçek şeylere dair kayda değer bi bilgiye uzanmaksızın. Aslında, kısa ve hayal kırıklıklarıyla dolu bi hayat yaşar, sonra da ölürüz. Kendimizi her şeyin tamamen anlamdan yoksun olmadığına inandırmak için hayatlarımızı bokla doldururuz; kariyerle, ilişkiyle falan...
72 syf.
8/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Hayat amacı, yalnızlık (Spoiler içerebilir.)
Okuması keyifli idi. Güzel, kısa, anlamlı bir kitap her zamanki Stefan Zweig kitabı. Okurken ana karakterin yerine kendimi koymam zor olmadı. Yeri geldiğinde zaten benzer duygular yaşadığım için. Genel olarak da ana karaktere empati yapılabilir. Herkes en azından bir nebze de olsa yalnızlığı tatmıştır nasıl olsa. Köyden büyük bir şehre giderken
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202229,6bin okunma
622 syf.
10/10 puan verdi
Oblomov'la Bir Hafta
OBLOMOV’LA BİR HAFTA Şeyda Apaydın Yarı aralık duran pencereden, yola dökülmüş kuru yaprakların hışırtısı geldiğinde, ürperdim. Pencereyi sonbahara kapattıktan sonra battaniyemi ve kitabımı alıp uzandım kanepeye. Kitap da kitap hani… Gerçekten tuğla gibi. Tam altı yüz on dokuz sayfa. Kendime “Korkma, Marcel Proust’un üç bin sayfalık Kayıp
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,9bin okunma
Falih Rıfkı Atay
_Çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden, Osmanlı idik. Vatan sözü yasaktı. Padişahın kulları idik. Okul çıkışında ’Padişahım çok yaşa’ diye bağırırdık. Arap’a Arap, Arnavut’a Arnavut, Rum’a Rum, fakat kendimize Osmanlı derdik. Bütün ekonomi, bütün iç ve dış ticaret, bakkallara kadar çarşılarımız, kadrolarında bir tek Türk
Reklam
526 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.