Her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakmamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü.
Her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakmamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü.
Her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakamamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü.
Dergi okumayı sever misiniz?
Var mı takip ettiğiniz süreli yayınlar?
En sevdiğim duyguların başında gelir bir şeyi en başından başlatıp sonuna kadar götürmek... Bir yazarın mesela, sırayla bütün kitaplarını okumak, sevdiğim bir diziyi ilk bölümden itibaren götürüp bitirmek... Ve aylık yayımlanan bir dergiyi takip etmek! Harika bir duygu yaşatır
"Her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakmamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü."
Her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakamamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü.
"her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakmamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü."
Ne yazık ki Kadınsız Erkekler'i bitirdiğim bugünün sabahına yine bir kadın cinayeti haberiyle uyandık. Pınar Gültekin'in öldürülmesi yine içimizde giderilmesi mümkün olmayan yaralar açtı. İşin acı yanı ise bu artık bizim için bilindik bir his haline geldi. Kitabın kalan son öykülerini de okurken ister istemez Murakami'nin Kadınsız Erkekler'i ile
Her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakamamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü.
“Her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakamamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü.”