Abdullah b.Selam( R.A.şunları söyledi:
Gerçekten ben zayıf bir kulum. Benim yüce Allah’tan ümitvar olduğum en kuvvetli amelim, kalbimde hiçbir mümine karşı kim, haset ve düşmanlık bulundurmamak ve bana fayda vermeyecek şeyleri terketmektir.
Onlar, "Mesela biz sokağa çıktığımızda karşımızda Resûlullah'ı (sas) görünce hemen yanına gider ve O'na (sas) selâm verirdik. Onu ayakta fazla tutmamak ve meşgul etmemek için yolumuza devam ederdik ama Rasûlallah'a doyamazdık. Başka bir yoldan tekrar gelirdik ve bir daha selâm verirdik. Allah Rasûlü (sas) ikinci selâm verişimizi bile birinci selâm verişimiz gibi aynı iştiyak ve heyecanla alırdı. Yine bize takdir ve taltifte bulunurdu." diyorlar.
Nu'man b. Beşir (r.anh) anlatıyor: Bedevîlerden birinin, Allah Resûlü'nün arkasında namaz kılarken deriden yapılmış sadağı da yanında bulunuyordu. Birisi geldi ve bedevînin sadağını alıp bir yere sakladı. Resûlü Ekrem namazını bitirip selam verince adam, "Nerede benim sadağım?" diyerek telaşlandı. O sırada, bazıları gülüştüler. Bunu fark eden Allah Resûlü: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, Müslümanları telaşa ve endişeye sevk etmesin!" buyurdu.
Selam vermeye tenezzül etmediğin insan sana hayatının ilhamını getirmiş olabilir. Bunu egon ya da kibrin yüzünden ıskalıyor olmak, hayat yolunda tökezlediğin,
görünmeyen, sessiz imtihanlarındır.