"Temel bir psikoterapi kuralını bozmuştum: Teklif edecek daha iyi bir şeyiniz yoksa hastaların savunmalarını ellerinden almayın. "
Sayfa 99 - Kabalcı Yayınları
"Temel bir psikoterapi kuralını bozmuştum: teklif edecek daha iyi bir şeyiniz yoksa hastaların savunmalarını ellerinden almayın."
Reklam
Kader dediğimiz şey olmasa halimiz ne olurdu acaba? Kaderin çekiç darbelerinin altında acılarımızın kor ateşinde kıvranmamış olsak şimdi-burada-varoluşumuz oluşabilir, biçim kazanabilir miydi? Kadere karşı, yani engelleme, değiştirme imkanın kesinlikle bulunmadığı bir şey anlamındaki kadere karşı isyan eden, kader denen şeyin anlamını kavramamış demektir. Kader, her şeyiyle hayatın bütünselliğinin bir parçasıdır ve hayatın bütünlüğü içinden bu bütünü bozmadan çekip dışarıya koymak mümkün değildir. Demek ki kader bizim ayrılmaz bir parçasıdır; acı da öyle. Öyleyse hayatın anlamı varsa, acının da vardır.
Her an bir sonraki anın sorumluluğunu taşıdığımı bilmek çok korkunçtur; her bir karar, en küçüğünden en büyüğüne bütün "ebediyet" için alınmış karar olacaktır. Her an, bir imkânı, anın imkânını gerçekleştiririm ya da heba ederim. Her bir an binlerce imkânı beraberinde getirir ve ben sadece, gerçekleştirmek için tek bir imkânı seçebilirim, ama ışte bunu yapar yapmaz bütün öteki imkânları da lanetlemiş, bir daha var olmamaya mahkûm etmişim demektir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Oysa kişi hayatın anlamına inanmıyorsa, yüzeyde bu hayat onun açısından ne kadar iyi akıp gidiyor olsa da, onun gözünde, anlam sunmayan hayatın bir değeri yoktur; o da bir an gelir, refaha ve bolluğa rağmen vazgeçer bu hayattan. Çünkü sanayi toplumu pratikte insanların bütün ihtiyaçlarını karşılar, hatta tüketim toplumu denen şey, ihtiyaçları da üreten toplumdur. Ancak içi doldurulmayan bir ihtiyaç vardır insanın anlam ihtiyacıdır bu. Onun anlama ulaşma iradesidir. Bugünkü sosyal şartlar altında insan sadece frustrasyona uğrar. Sadece bolluk toplumunda değil, bolluk devletinde durum budur.
Sayfa 141Kitabı okudu
360 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.