"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
-benim yüreğimde dağ gibi hasret çektiklerim vardır:
bayramlarda ayrı düşünce üzüldüğüm.
benim yüreğimde masmavi denizler vardır:
dalgalarında hayallerini yüzdürdüğüm.
benim yüreğimde güneş gibi dostlarım vardır:
bir merhabasına kırk kış ısınmayı sürdürdüğüm.-
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
-benim yüreğimde dağ gibi hasret çektiklerim vardır: bayramlarda ayrı düşünce üzüldüğüm.
benim yüreğimde masmavi denizler vardır: dalgalarında hayallerini yüzdürdüğüm.
benim yüreğimde güneş gibi dostlarım vardır: bir merhabasına kırk kış ısınmayı sürdürdüğüm.-
.
hayatın bir yerlere savurduğu tüm DOSTLARIN yuvasından huzur, yüreğinden bayram sevinci hiç eksilmesin!...
hep sevgiyle… hep saygıyla... hep umutla…
nice nice bayramlara!…
Onu ilk gördüğümde, hayatın yüzeysel dalgalarında çalkalanıp duran "Humevari" bir köpük olup olmadığını merak etmiştim; Humevari hastalığının tutarsızlığını aşmanın bir yolu var mıydı? Ampirik bilim olmadığını söylüyordu, ama ampirik bilim, deneyselcilik, ruhun, kişisel varlığı oluşturan ve belirleyen şeylerin üzerinde durmaz.
hayatın bir yerlere savurduğu tüm DOSTLARA…!
-benim yüreğimde dağ gibi hasret çektiklerim vardır: bayramlarda ayrı düşünce üzüldüğüm.
benim yüreğimde masmavi denizler vardır: dalgalarında hayallerini yüzdürdüğüm.
benim yüreğimde güneş gibi dostlarım vardır: bir merhabasına kırk kış ısınmayı sürdürdüğüm.-
“İnanın bana, Papaz efendi, sıkı bir yüzücü olarak, hayatın en hareketli dalgalarında karanlık sulardan başımı cesaretle kaldırıp suyun üzerine çıkma gücümü hiç yitirmedim ben, “dedim.
RUH- Hayatın dalgalarında, olay fırtınalarında iniyor, çıkıyorum. Şurada burada doğum ve mezar, sonsuz bir deniz, değişen bir faaliyet, ateşli bir hayat örüyorum. Böylece zamanın gıcırtılı tezgâhında çalışıyor ve Yaratıcının tabiatını dokuyorum.
Şimdi hepimiz mağlup olmuş bir hayatın içinde, hayatın son konağında bir kurak arıyorduk. Bizi gazın dalgalarında koruyacak, bize hiç olmazsa dingin ve huzurlu, mezarı ve mezar taşı olan bir ölüm bahşedecek bir korunak.