Aziz oğlunun ince ve kederli yüzüne şöyle bir baktı. "Nerden?" diyen, "Kimden?" diyen, adres soran, olur da bir adres ve kartvizit alırsa onu da ciddiye alan ve ona yönelen çok kimse görmüştü. İşin tuhafi bu kimseler hep bu hallerini de bir merhale, bir hikâye olarak anlatırlardı, hatta av olarak, "Gittim, dedikleri adamı buldum." Bulmak buydu demek, dedikleri daireye gitmek ve telefon numarasını verdikleri, onun da, "Beni bulsunlar," dedikleri adamı bulmaktı. Buluşmak da rast gelmek de, aramak da, kalbine dönmek de buydu. Hayatın mucizesi, esrarı, yazgısı, kaderi, çilesi ve teri buydu. Kim neyi arıyorsa onun tuzağına da yem oluyordu. Içine birden heyula gibi inen karanlıktan simsiyah kesilmişti Aziz. Tek tük denen şeyin bile sade bir muhayyile olduğunu bunu sonradan inkâr etse, hatta tekrar inanmaya başlasa bile gördü. Yavaşça gördüğünden başını çevirdi. Teklik içine iyice azalmış bir son damla gibi pasla damladı. Derine yerleşik bir duygu ya da düşünce yüzeyde değil, sahibine ekli ve çakılı olduğundan başkasına geçirilemiyordu. Bilgi, dünya malı olarak alınıp satılıyor, bundan kâr ediliyor, durmadan el değiştiriyor, yine mal gibi revaçta olup olmadığı dahi zamanına göre değişip duruyordu. Bunu alan da, bu mahsulsüz de, satın aldığını, günün ederini aramaya hayat diye çarşıya çıktığını bile bilmiyor da hazineye doğdum zannediyordu.
Oysa hayatın gerçek esrarı siz öldükten sonra ne olacağı değil siz ölmeden ne olacağı. Ölümü anlamak için yaşamı anlamamız gerek.
Sayfa 280Kitabı okudu
Reklam
“Ölüm büyük bir yanlış anlamadır. İnsanoğlunun hayattaki en büyük korkusu ölümün esrarı çoğu mitolojik öyküde anlatılmaya çalışılmıştır. Korkumuz ölümü henüz anlayamamızdandır. Ölüm hayatın sonunu değil, ilerideki yeni hayatın başlangıcını oluşturur. “
Sayfa 207Kitabı okudu
Hayatın mucizesi,esrarı,yazgısı,kaderi,çilesi ve teri buydu.Kim neyi arıyorsa onun tuzağına da yem oluyordu.
İnsanlar hayata dair büyük sorular sorduklarında, genellikle nefeslerinin burun deliklerine ne zaman girip çıktığıyla zerre kadar ilgilenmezler. Daha ziyade, öldükten sonra kendilerine ne olacağı gibi şeyleri bilmek isterler. Oysa hayatın gerçek esrarı siz öldükten sonra ne olacağı değil siz ölmeden önce ne olacağı. Ölümü anlamak için yaşamı anlamanız gerek.
Sayfa 280Kitabı okudu
Reklam
_Mason Cemiyetine Giriş: _Bir şahıs, kendi isteğiyle bir mason cemiyetine dahil olamaz. Aday olmak kelimesinin manası, başlangıçtır. Cemiyete giren de yola koyulmuş olandır. Cemiyete aday olacak şahıs, o cemiyetin aday organizasyonu tarafından seçilir ki bu husus cemiyetin sosyal karakterini belirtir. Yeni adaya ruhi tesirde bulunulur. Usullerin
Buluşmak da, rast gelmek de, aramak da, kalbine dönmek de buydu. Hayatın mucizesi, esrarı, yazgısı, kaderi, çilesi ve teri buydu. Kim neyi arıyorsa onun tuzağına da yem oluyordu..
Uzun senelerin neticesinde insan yaşamın geçip gittiğini,boyun eğip ayrılığa hazırlanmak gerektiğini anlar. Gönül istemez razı olmaz durup dururken yok olmaya. Öyle özensizce. Ayaküzeri. Geriye dönüp baktığında sadece anlatmak değil hayatın sırrına ermek isteği de duyar. Kendi kendisinin sorusunu yanıtlamak: Tüm bunlar başıma neden geldi? Her şeye biraz vedalaşır gibi kederli bakar kişioğlu... Öte taraftan bakar gibi... Artık başkalarını, kendini neden kandırsın? Anlamıştır ki ölüm üzerine düşünmeden insanla ilgili herhangi bir şeyi aydınlatmak imkansız. Ölümün esrarı her şeyin üzerinde...
İnsanlar hayata dair büyük sorular sorduklarında , genellikle nefeslerinin burun deliklerine ne zaman girip çıktığıyla zerre kadar ilgilenmezler. Daha ziyade, öldükten sonra kendilerine ne olacağı gibi şeyleri bilmek isterler. Oysa hayatın gerçek esrarı siz öldükten sonra ne olacağı değil siz ölmeden önce ne olacağı. Ölümü anlamak için yaşamı anlamanız gerek.
Reklam
Hayatın mucizesi, esrarı, yazgısı, kaderi, çilesi ve teri buydu. Kim neyi arıyorsa onun tuzağına da yem oluyordu
Hayatın bütün arızalarını, bütün düğümlerini, bütün pıhtılaş-malarını görünür kılan karanlık şua ... Öğretici zehir ... Yakıcı soğuk ... Dondurucu sıcak ... Bütün esrarı çözen esrar .. .
Tam olarak bu
Buluşmak da rast gelmek de, aramak da, kalbine dönmek de buydu. Hayatın mucizesi, esrarı, yazgısı, kaderi, çilesi ve teri buydu. Kim neyi arıyorsa onun tuzağına da yem oluyordu.
Sayfa 10
222 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.