692 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Beni Bırakma ile beraber tehlikeli, gizemli, yakışıklı, karizmatik ama bir o kadar da düşünceli, korumacı ve romantik erkekler dörtlemesinin son kitabı da bitmiş oldu böylece. Kitap Elazığ’ın karlı havasında Gamze’nin Akın’a çarpmasıyla başlıyor ama aynı çarpıcılık 700 sayfa boyunca devam ediyor. Bir çeşit modern peri masalı... Ve öyle güzel bir
Beni Bırakma
Beni BırakmaFatih Murat Arsal · Ephesus Yayınları · 2015915 okunma
Bir insan yaşamaktan vazgeçtiğinde bunun asla açıklaması yoktur. Işık yerine karanlığı seçtiğinde. Bunu bir çünküyle açıklamak mümkün değildir, daha doğrusu tek bir nedeni vardır: yaşama ağrısı. Kırılganlık. Kimi insanlar vardır, zayıflığı ve güzelliği tek bir özelliklerinde toplarlar. Engin bir kırılganlık, sanki billurdan yapılmışlardır ve bu durumu idare etmek hem kendileri hem başkaları için çok zordur. Hayatın darbelerine, engellerine, düşüşlerine direnemezler. Yaşama ağrısı insanın boğazını sıkar, yavaş yavaş zehirler; uyku ilaçları aldığında, kendi pencereden aşağı attığında, karanlığı seçtiğinde aslında kendini çoktan yavaş yavaş ve binlerce kez öldürmüştür. Ölüm o zaman bir kurtuluştur.
Reklam
Yatak Hikayelerin çoğalıyor, değersizleşiyorsun. İnsan çok fazla kişiye ait olmamalı; ki ait olduğunda sonu gelmez çoğu zaman, doyumsuzlaşırsın, kimseyle yetinemezsin. Yüzünün güzelliği kimseye yetmez zamanla, gülüşünün masumluğu gider, bildiğin kirlenirsin. O zaman ne yaparsan yap olmaz. Birini seversin ve belki hayatının aşkıdır o. Her an hayal ettiğin insanı aslında çok eski yatak hikayelerinde kaybetmişsindir. Orgazm sigaraları niyetine hayallerini yakmışsındır. İnsan unutmak istediklerini değil, hayatın ona unutturduklarını unutur..
"Bir insan renkleri, güzelliği, hayatın neşesini paylaşabilir; fakat söz konusu hayatın acıları olunca, bunlar ne kadar az paylaşılırsa o kadar iyi."
Gençlik hayatın belli bir çağı ile ilgili değildir. İnsan kendine olan güveni derecesinde genç, şüphesi neticesinde yaşlıdır. Cesareti neticesinde genç, korkuları derecesinde yaşlıdır. Ümitleri derecesinde genç, ümitsizliği derecesinde yaşlıdır. Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları ihtiyarlatan, ideallerinin gömülmesidir. Seneler cildi buruşturabilir. Fakat heyecanların teslim edilmesi, ruhu buruşturur. İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, hâlbuki yaşamadıkça yaşlanırlar. İnsan ihtiyar olmaya karar verdiği gün ihtiyardır. Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz. Yaşlanmak, bir dağa tırmanmak gibidir... Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş alanınız genişler. Beynimiz, yeni tecrübeler keşfettiği sürece insan genç sayılır. -William Ewart Gladstone-
‘’ Uğrunda çalışanlar, ıztırap çekenler, ölenler bulundukça, Türkçülük, mutlaka zafere erişecektir. Yabancı hakimiyetler altında kırılan, sürülen milyonlarca soydaşımızın bulunması, bize görevimizin büyüklüğünü ve şerefini hatırlatsın. Zevk ve safa içinde yaşamak, içkiyle dünyayı hoş görerek zevk kadınları ile mest olmak, şehvet içinde kendinden geçmek de vardır. Turan’ı kurtarmak için yapılacak kutlu savaşta yığın yığın topraklara serilmek de vardır. İsteyen onu, isteyen berikini seçer. Hayat ve ölüm... Bunların ikisi de güzeldir. Fakat esas ve edebi olan ölümdür. Öteki bir rüya kadar geçici ve aldatıcıdır. Büyük ve esrarlı kainatın bağrında yatmak... İşte bizim nasibimiz budur. Bu nasibimizi ölüm kadar edebi bir fikre vermek ve fikir uğrunda harcamak gibi yüksek bir ülküye kaptırmaktan şerefli ne olabilir? Bu ölüm, bizi gayemize Tanrı Dağı’nda bekleyen ataların ruhuna ve Tanrı’ya kavuşturacak şanlı ve güzel bir ölümdür. Bu ölümün güzelliği ile içki ve şehvet içindeki hayatın çirkinliğini düşünmek, gerçeği anlamaya da yardım edecektir.’’
Reklam
"Şunu inkar edemezsin ki, vali bey, insanın varoluş sebebi ruhunu olgunlaştırmak, mükemmel hale getirmektir. Hayatta bundan daha yüce bir amaç olamaz. Hayatın güzelliği de buradadır: Ruhu en üst düzeye götüren sınırsız basamakları birer birer çıkmak. İnsan için en güç olan, her gün insan olarak kalmasıdır."
Sayfa 198Kitabı okudu
112 syf.
5/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Bu kitap bir televizyon programları yapımcısının insan ilişkilerine ve ruh hallerine dair düşüncelerini içeriyor. Sıkıcı Kentlerin Büyüleyiciliği, Yalnız Erkekler, Hayvanat Bahçesi, Yazmak (ve Alabalıklar), Mizah, Çalışma ve Mutluluk, Özgünlük, Havaalanı ve Hüznün Güzelliği diye dokuz tane bölümden oluşuyor "Görmek ve Fark Etmek". Benim hoşuma giden Çalışma ve Mutluluk, Özgünlük ve Hüznün Güzelliği bölümleriydi. Yazar aşık olmak, sıkılmak, üzgün olmak, kendini yalnız hissetmek gibi bazı duygular hakkında düşüncelerini paylaşmış. İnsanların istemeden de olsa yaptıkları yanlış yaklaşımlara, anlayışlara ve bunun sonucunda ortaya çıkan durumlara değinmiş. Aynı şeyleri farklı görebilmek için bakış açımızı değiştirmemiz yeterlidir çoğu zaman. Bazen de neresinden bakarsak bakalım başkası göstermeden fark etmeyiz bazı şeyleri. Kendimizce kurduğumuz bir düzenimiz, bir çevremiz var ama her gün etrafımızda olan insanları, eşyaları görmek yetmemeli bize. Hayatın akışına rağmen biraz duraksayıp kendimize fark etme fırsatı da tanımalıyız. Çünkü ancak o zaman bazı algılarımızı, anlayışlarımızı değiştirebiliriz. Kısacık, kolay okunan ama çok ta derinlik içermeyen bir kitap. Her okurun algılayabileceği bir anlatım söz konusu. Şiddetle tavsiye edemem ama bu tarz kitapları sevenler bir göz atabilir. Ne çok iyi ne de çok kötü bir kitap :)
Görmek ve Fark Etmek
Görmek ve Fark EtmekAlain de Botton · Sel Yayıncılık · 2008435 okunma
Lao Tzu yalnızca bir hayat sözcüsüdür. Hayat absürdse, Lao Tzu absürddür; hayatın absürd bir mantığı varsa, Lao Tzu’nun da mantığı aynıdır. Lao Tzu yalnızca hayatı yansıtır. Ona hiçbir şey eklemez, ondan hiçbir şey almaz; o yalnızca var olanı kabul eder. Buddha’nın spiritüelliğini görmek kolaydır; onu gözden kaçırmak imkânsızdır, öyle sıradışıdır Buddha. Ama Lao Tzu’nun spiritüelliğini görmek zordur. O çok sıradandır, tıpkı senin gibi. Anlayış kazanmak zorundasın. Buddha yanından geçer ve sen hemen üstün bir insanın geçtiğini fark edersin; o etrafında üstün bir insanın aurasını taşır. Onu gözden kaçırmak zor, neredeyse imkânsızdır. Ama Lao Tzu... O senin komşun olabilir. Onun farkına varmamış olabilirsin, çünkü o çok sıradandır - sıradışı bir şekilde sıradandır ve onun güzelliği budur.
Sayfa 30
Ahmet Batman
Yatak Hikayelerin çoğalıyor, değersizleşiyorsun. İnsan çok fazla kişiye ait olmamalı; ki ait olduğunda sonu gelmez çoğu zaman, doyumsuzlaşırsın, kimseyle yetinemezsin. Yüzünün güzelliği kimseye yetmez zamanla, gülüşünün masumluğu gider, bildiğin kirlenirsin. O zaman ne yaparsan yap olmaz. Birini seversin ve belki hayatının aşkıdır o. Her an hayal ettiğin insanı aslında çok eski yatak hikayelerinde kaybetmişsindir. Orgazm sigaraları niyetine hayallerini yakmışsındır. İnsan unutmak istediklerini değil, hayatın ona unutturduklarını unutur...
Reklam
Her seyi sevebilirim, acıyı sevemem, dedi . Bir bunu sevemem, çirkin, korkunç, igrenc bir şey . Çağımızin acıyı sevmesi korkunç bir hastalık, insan rengi sever, güzelliği sever, yaşama sevincini sever. Hayatın acılarını ne kadar az konuşursak, o kadar iyi ederiz.
528 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İkinci kitap da ilki kadar güzeldi, ilki benim için daha özeldi ama gerçekten sevdim. Birçok olayın iç içe geçmesi kitabı sevmemin en büyük sebeplerinden biri oldu. Heyecan da var, inançlarımız da aşk da var içinde. Hayatın ufak çaplı aksaklıkları, aile ve arkadaşlık, kendimizle çeliştiğimiz anlar vs. İlk kitapta da demiştim yazar bizi bir kitaba
Yüreğini Haramdan Sakın
Yüreğini Haramdan SakınMerve Özcan · Portakal Kitap · 20161,626 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.