Hayatın inçe çizgileri
Tanja silahlar hakkında öğrenebileceği her şeyi öğrendikten sonra, Mikhail ona eski moda Rus Nagant marka bir tabanca verdi. Tanja 7.62 milimetrelik mermileri yedi mermilik hazneye doldurduğunda dengeli bir şekilde durdu, nişanı aldı, horozu kurdu ve tetiği çekti. Tabanca o kadar sert geri tepti ki Tanja'nın ayakları yerden kesildi, düştü ve kıç üstü yere yapıştı. Mikhail'i bir tek o gün gülerken görmüştü. "İşte bu" dedi hocası, "teorik ile pratik arasındaki farktır." Tanja ayağa kalktı ve bir el daha ateş etti. O günden sonra da hiç düşmedi
Sayfa 242Kitabı okudu
Yüz çizgileri muhteşemdi, bazı çizgiler, örneğin kaşlarının ince kavsi yüzüne daha arzu edilir bir hava ve hoş bir güzellik veriyordu; dalgın dalgın bakan koyu renkli gözleri tüm acılarını alıp götüren daha renkli, daha tatlı bir dünyanın düşünü kuruyordu sanki.
Reklam
Bak güzel insan; hayatta her şeyi başaracaksın diye bir kaide yok. Bazen kaybedeceksin, bazen elde edemeyeceksin, bazen de üzüleceksin. Ama sonunda mutlu olmak istiyorsan, hayatın sana sunduğu seçeneklerde ki o ince çizgileri göreceksin. Her ne olursa olsun başaracağına inanıyorsan, denemekten vazgeçmemelisin. Ama başaramayacağını biliyorsan vazgeçip, şansını ya da nasibini başka yerlerde deneyeceksin. Allah öyle bir düzen kurmuş ki bizler çabuk vazgeçmeyelim ya da bir şeylerin peşinde körü körüne ömrümüzü tüketmeyelim diye onların benzerlerini ve muadillerini de yaratmış. Mesela bir iş kolunda başarılı olamazsan, başka bir iş kolunda şansını deneyebilirsin. Ya da bir insanla birliktelik yaşayıp onunla mutlu olamazsan, bunu başka bir insanla da deneyebilirsin.
Meryem Ana’nın yüzü çok hoştu, öyle Tanrı’nın Annesi gibi değil de, hafif acı veren düşüncelerin, kayıtsızlığın gülümseyen zarafetini gölgelediği hayalperest ve mutlu bir bakire gibiydi. Omuzlarına dökülen siyah gür saçları, erguvani bir yara gibi parlayan dudaklarının öne çıktığı ince, solgun yüzüne çevreliyordu. Yüz çizgileri muhteşemdi, bazı çizgiler, örneğin kaşlarının ince kavsi yüzüne daha arzu edilir bir hava ve hoş bir güzellik veriyordu; dalgın dalgın bakan koyu renkli gözleri tüm acılarını alıp götüren daha renkli, daha tatlı bir dünyanın düşünü kuruyordu sanki. Ellerini hoş, yumuşak bir tevekküle kavuşturmuştu; göğsü delip geçen kılıcın soğuk dokunuşu nedeniyle hala titriyor gibiydi.
İnce ve kalın çizgileri var bence hayatın. Yüzümüzde yaş aldıkça oluşan ince ve kalın çizgiler gibi. Kalın olanlar herkesin bildiği, tanık olduğu, nasıl katlandığımıza şaşırdığı o heybetli çizgiler… İnce olanlar sızı gibi. Kimseye fark ettirmeden, kimse görmeden çektiğimiz derin acılar. Aslında bize şeklimizi şemalimizi veren, bizim hayata karşı duruşumuz olan o ince acılar…
“İnce ve kalın çizgileri var bence hayatın. Yüzümüzde yaş aldıkça oluşan ince ve kalın çizgiler gibi. Kalın olanlar herkesin bildiği,tanık olduğu,nasıl katlandığımıza şaşırdığı o heybetli çizgiler… İnce olanlar sizi gibi. Kimseye fark ettirmeden, kimse görmeden çektiğimiz derin acılar…”
Reklam