Kulaklar tasavvufi neşveyle İslam'ın temel kaynaklarına açılabilir. Gel gör ki; Batı islamsız bir tasavvufa talip olurken, bizde tasavvufsuz bir İslam dayatılıyor.
Sayfa 151 - Sufi KitapKitabı okudu
Ölüm de nimettir. "Ölüm nasıl nimet olabilir?" diyenler Saramago'nun, Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş romanına bakabilir.
Sayfa 119 - Sufi KitapKitabı okudu
Otorite olamadığı için diktatör olan bir erkek! Bu haliyle kadına gittiğinde kadın korunma güdüsüyle bir yarış içinde buluyor kendini. Bu erkeğin araçlarını edinerek erkeklere eşitlenmek istiyor. Döngü uzuyor; erkek kendine benzer bir kadınla karşılaşmaya başladığı için artık sevemiyor. Kadın sevgili olmaktan çıkıp mücadele edilen bir rakip oluyor.
Sayfa 105 - Sufi KitapKitabı okudu
Erkek ve kadın, birbirlerinden üstün değil farklı iki "cins"tir.
Sayfa 102 - Sufi KitapKitabı okudu
Filmi izlerken, filme konu olan hikayeye muhatap olmuyor, yönetmenin hikayeden anladığı ile karşılaşıyorsunuz. Kişinin ortaya koyduğuna, dondurduğuna mahkumiyet söz konusu... Bu açıdan İslam'da ikonografinin yasaklanmasını manevi anlamı önemli...
Sayfa 95 - Sufi KitapKitabı okudu
Tasavvuf, İslâm'ı ve insanı hakikatinden uzaklaştırıp pasifleştirmiyor. Mesela Cezayir'de Fransızlara kök söktüren Emir Abdülkadir, Dağıstan'da Şeyh Şamil, Şeyh Sünusî İslam tasavvufunun büyüklerindendir.
Sayfa 82 - Sufi KitapKitabı okudu
Geleneğiyle barışık olmayan yenilikçi olamaz!
Sayfa 80 - Sufi KitapKitabı okudu
Peki daha okunacak bir kitap yokken ilk ayet, "İkra!" hitabı neye işaretti? İnsanlar neyi okuyacaktı?
Sayfa 73 - Sufi KitapKitabı okudu
Gellner, "Osmanlı erkeği iki vecheliydi," diyor, "bir yönüyle maço, dergahlarda gördüğü terbiyeyle de romantik. Batı toplumlarındaki şövalyeliğe karşılık geliyor bu tip..." Gellner, bir tarafıyla "alp", diğer tarafıyla da "eren" olan insan modelinden bahsediyor. "Ama Cumhuriyetle beraber eren yönü gitti; sırf maço hâli kaldı," diyor.
Sayfa 69 - Sufi KitapKitabı okudu
Allah'ı bulan her şeyi bulur. Derdiniz Allah ise diğer bütün dertler küçülür, aksi durumda en küçük dert bile büyür.
Sayfa 66 - Sufi KitapKitabı okudu
"Dost" kelimesi Farsçadan geliyor "arkadaş" ise köken olarak Türkçedir. Savaşta okçu okunu atmaya hazırlanırken sırtını sağlam bir yere, bir taşa dayar. Bu sağlam yer, bu taş okçu için arkayı güvenli kılar. Arkadaş okçunun arkasına dayadığı taş anlamına gelir; arka-taş... Bu sebeple arka-taş önemlidir kişiyi güvende tuttuğu gibi gücünün ortaya çıkmasını sağlar
Sayfa 63 - Sufi KitapKitabı okudu
Marx'ın işaret ettiği "dinin kullanılması" gerçeğine İbn Arabi'den Ali şeriati'ye kadar pek çok düşünür de değinmiştir. "Sizin taptığınız tanrı benim ayaklarımın altında," derken İbn Arabi acaba ne kastetmişti?
Sayfa 35 - Sufi KitapKitabı okudu
Evet, modern eğitim formu, hayata doğan insana hayatı ve kendisini bildirmek tanıtmak keşfettirmek için kurgulanmamış. İnsan bu eğitim formuyla hayatın bütünlüğünü insan denen meçhulü öğrenemiyor.Bugünkü eğitim mesleklere, fabrikalara eleman yetiştiren bir süreç; insanı araçsallaştıran...
Sayfa 24 - Sufi KitapKitabı okudu
Peygamber Efendimiz (sav) "Savaş istemeyin, savaştan kaçının!" der, savaş anlamına gelen çocuk isimlerini değiştirmiştir mesela. Dikkati, "büyük savaşa" yani "cihad-ı ekber"e çeker; insanın nefsi ile mücadelesine...
Sayfa 21 - Sufi KitapKitabı okudu