31.04.2024
Bir zamanlar duygularımın derin sularında yüzüyor, hayatın karmaşık labirentlerinde kayboluyordum. Her duygu, bir yolculuk gibiydi; bazen sığ sulara sürüklenirken bazen de derin, bilinmez karanlıklara dalıyordum. Ancak şimdi, bir zamanlar coşkulu dalgaların taşıdığı duygularımı kaybetmişim. Ruhumun derinliklerinde sessizlik ve boşluk hüküm
içindeki çocuğu tanı
Hepimizin içinde küçük bir çocuk var. Farkında olsak da olmasak da. O çocuk sizsiniz. Sizin çocukluğunuz.Kendinizi tanımak için o çocuğu tanımaya ihtiyacınız var. Sizin ona, onun da size...  İçinizdeki çocuğu bulup onunla barışmalısınız. O çocuğa ulaştığınızda duygularınızı da tanıyıp yüzleşme imkanı bulacaksınız. O çocuğu bulduğunuzda ; belki de şimdiye kadar onu ihmal ettiğiniz için size küsmüş olacak. Belki de o çocuk sizin beklediğiniz gibi iyi ve süper olmayacak. Geçmişte yaşadığı olayların kırgınlıklarını taşıyor olabilir. Belki de hiç hoşunuza gitmeyen farklı özelliklere sahip olabilir. Onu olduğu gibi kabul edin. Ve kırgınlıklarını, farklı eğilimlerini tamir edin. Siz artık bir yetişkinsiniz. Olaylara daha olumlu bakıp, öğrenilmesi gerekenleri farkedebilir, mesajları alabilirsiniz. Hayatta ne oluyorsa aslında bizim hayrımıza oluyor. İçinizdeki çocukla tanışıp, barışıp , onu tamir ettikten sonra artık duygularınızın farkında, onları daha rahat yönetebilen, hayata daha sağlam adımlarla devam edebilen biri olacaksınız. O çocuğu bulun, ona sarılın ve ona “Seni seviyorum küçük çocuk ve  seni olduğun gibi kabul ediyorum. Bugüne kadar seni ihmal ettiğim için senden özür dilerim. Lütfen beni affet. Artık senin yanındayım.” diyebilirsiniz. Onu kucaklayın ve ona teşekkür edin. Nasıl hissediyorsunuz? Yepyeni güzel bir hayata adım attınız.Mutluluklar... Esra Bozkurt nefes21.com/icindeki-cocugu...
Reklam
Ana Yurdu;
Geçen günlerde Bergman’ın Güz Sonatı isimli filmini izledim. Anne-kız ilişkisi üzerinden sorgulanan hayatları sanatsal bir şekilde ele alan mükemmel bir film. Sabah Senem Tüzen’in 2015 yapımı filmi Ana Yurdu’na denk geldim. Senem Tüzen’in ilk uzun metrajlı filmidir bu aynı zamanda. Sancılı bir boşanma sürecinin ardından yeni yeni toparlanmaya
Marie, 1930 yılında alkolik bir annenin evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya gelir. Annesi ona bakamayınca 5 yaşında olan Marie'yi yurda verir. Ardından bir çift onu evlatlık edinir. Marie'nin kaderi ne yazık ki yine yüzüne gülmez, çünkü onu evlatlık edinen çift sadist çıkar. Bu İtalyan asıllı çift küçük kızı evin mahzenine kapayıp sistematik
Irvın D. Yalom
Yazdığı ilk ders kitabı ''Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği''(1995) yedi yüz bin adet satıldı ve 12 dile çevrildi. Bunu ''Varoluşçu Psikoterapi''(1980) ve ''Kısa Süreli Grup Terapileri''(1983) adlı diğer ders kitapları izledi. Yalom ayrıca ''Her Gün Biraz Daha Yakın''(1990) ve Encounter Groups: First Facst kitaplarının yazarları arasında. ''Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri''(1989) adlı kitabı da yayımlandı. Yalom Türkçe'de Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanan ''Nietzsche Ağladığında''(1993) ''Divan''(1996) ve ''Bugünü Yaşama Arzusu-Schopenhauer Tedavisi'' adlı 3 roman yazdı. Kitaplarından ''Annem ve Hayatın Anlamı-Psikoterapi Öyküleri''(1999) de gerçek ve kurmaca haline getirilmiş hikaye terapilerinden oluşuyor. ''Din ve Psikiatri''(2000) ve 35 yıllık psikoterapi deneyimini damıtarak ''Bağışlanan Terapi''(2001) kaleme aldı. Ayrıca ''Güneşe Bakmak: Ölümle Yüzleşmek''(2008), ''Spinoza Problemi''(2013) ve ''Günübirlik Hayatlar''(2015) kitaplarının ve 11 kitaplık Psikoterapi Seti'nin de yazarıdır.
Eşik Değer Hayatta insan olduğu kadardır. Kendine yüklediği meziyetleri sırtındaki hiç indirmeyecegini sandığı küfesi, hiç dolmayacak gibi yüklendiği zihni kadar. Hepimiz yaşadığımız ortama dert yüklemek ve yüklenmek mesuliyeti içindeyiz.çünkü insan olmanın acısını çeker ve insanın acısını cektigimiz oranda insanlığımızı biliriz nasılsa. ama bazı insanların insan olmak ile alakalı bazı çekinceleri vardır güvendiği yürekleri neleri aşmadım ki,bu yürek dağıma ne dumanlar uğramadı, ne karlar yağmadı ki düşüncesi. Olimpos dağını örtecek kadar karı taşıyan onun çığını neden düşünmez ki? yüreğinin dağlarında karı eksik etmeyen bir gün eriyince boğulacağı suları neden tahmin etmez ki. İnsan kırılabildiği yerlerini, kırıklardaki zayıflığını test ederek güçlü olduğuna kani olabilir. İnsana kim güçlü olması gerektiğini söyledi? kim yara aldığı zaman hiç yarasına bakmadan koşmayı öğütledi ? Savaşlardan savaşa koşan Yavuz'u bir çıban yere sermedi mi ? anlatanın değil anlatmayanın düşüş kıyametinin, i dünyanın kıyametinden büyük oldugunu hissedemedik mi hala? dünyayı yenerim de, sen yanımda olmayınca karıncaya yenilirim diyenin eşik değeri ne kadar zorlanabilmisti. Kıssadan hisse eşik değerimizi kim belirliyor kim ölçüyor kim güçsüz ya da güçlü diye nitelendiriyor bilinmez. Acı kişide eşik değeri kadar. Az ya da çok. Neyse o...
Reklam
196 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.