Ağaçların Özel Hayatı, İspanyolca dilinde yazan en iyi yazarlar arasında değerlendirilen Alejandro Zambra’ nın ikinci romanı. “Şili edebiyatı kahverengi.” diyor o. Zambra’nın kalemi bence mavi.
Kitap Veronica’nın resim kursundan dönmeyişiyle başlıyor. “Romanlarda birisi gelmediğinde, diye düşünüyor Julián, sebebi başına bir şey gelmiş olmasıdır. Ama neyse ki bu bir roman değil” diye ekliyor. Ve roman devam ediyor. Julian’ın anımsamaları, düşünüp biriktirdikleri ve bunlardan yoğrulmuş gelecek Veronica’nın yokluğunda şekil buluyor. Her çıkarımın arasında nefeslenip Veronica’nın dönmesini beklediğini hatırlatıyor. Veronica’nın kızı Danilela’yı oyalamak için kendi uydurduğu ağaçların özel hayatı masalını anlatıyor. Uydurmayı seviyor, belki de anlamlı olan tek şey uydurmak diye düşünüyor çünkü.
Zambra, geçmişin olabilirleriyle geleceğin olabilecekleri arasında bir köprü kuruyor. Şimdiki zaman dilinde geçmişi, şimdiki zamanı, geleceği anlatıyor. Şimdiki zamanın yapay ışığında yazıyor ve bence harika yazıyor. “Koca hayatla değil ama şimdiki ânın kırılgan zırhıyla yüzleşmek daha iyi olurdu.” diye düşünüyor. Veronica’yı bekliyor. Bekleyiş uzuyor. Ve “Kitap o dönene ya da Julian onun dönmeyeceğine emin olana dek sürüyor.” Ve sonra Julian geleceğin başlaması gerektiğine karar veriyor, kalkıp kızını okula götürüyor.
Yazarın dili, anlatımı alıştığım okumalardan oldukça farklı ama okuyup bitirdiğinizde damağınızda edebiyat tadı kalıyor.
Tam da onun cümlesiyle, “kitap kapansa da sürüyor”
Dostoyevski'nin "Yer Altından Notlar" isimli eseri, beni derin bir tutkuyla sarıp sarmaladı. Yazarın kelime seçimleri, karakterlerin ruh halleri ve olay örgüsü, beni adeta bir yolculuğa çıkardı.
Bu eser, insanın kendisiyle, toplumla ve hayatla mücadelesini anlatır. Yer altına çekilerek kendi kendimizle yüzleşmek, belki de gerçekten özgür olmak için gereklidir. Ancak bu özgürlüğün acımasızlığı, insanı içine çekip kaybettirebilir.
Dostoyevski'nin karakterleri, kendi iç dünyalarında kaybolan, yalnızlığa mahkum edilmiş insanlardır. Onların içindeki yangın, okuyucuya da sıçrar ve onları da derin bir tutkuya sürükler. Bu eser, insanın iç dünyasının karmaşıklığını, çelişkilerini ve zayıflıklarını açığa çıkarır.
Yazarın dili, okuyucuyu etkileyici bir atmosfere sokar ve duygusal bir bağ kurar. İnsanın varoluşsal sorunlarına dair birçok düşünceyi barındıran bu eser, okuyucunun iç dünyasında da derin bir iz bırakır.
Dostoyevski'nin "Yer Altından Notlar" eseri, sadece bir roman değil, aynı zamanda insanın iç dünyasına dair bir yolculuk. Okuyucuyu tutkuyla saran bu eser, insanın varoluşsal sorularını sorgulatır ve zihinlerde derin izler bırakır.
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,9bin okunma
Burukluk, okurken insanı çok sert vuran ve hayatla ilgili her şeyi sorgulamasına neden olan bir kitap. İnsan varoluşunun karanlık tarafının ham ve filtrelenmemiş bir keşfi. Aslında her Cioran kitabı gibi.
Cioran'ın yazım tarzı ruha indirilen bir yumruk gibiydi – kelimeleri her zamanki gibi keskin, şiirsel ve acımasızca dürüsttü. Beni bir
''Ve eğer iyi davranmazsan, günah kapıda pusuya yatmıştır ve onun istediği sensin; fakat sen ona hükmedeceksin.''
Kitabın ilk sayfalarını okumaya başlayınca, kendimi bir an için İnce Memed'i okuyormuşum gibi hissettim. Böyle hissetmemin sebebi, Steinbeck'in ve Yaşar Kemal'in yaşamış oldukları yerleri benzer tasvirlerle bize sunmalarıdır. İnce
Sosyal hayatımızda sahip olduğumuz ön yargılarımızdan bir kez vazgeçtigimizde cesaretimizi toplayıp sorunlarımızla yüzleştiğimizde rüyalar da gizemini kaybedecektir.
Ergin çağına geldiği halde benliğindeki özgürlük ikileminin sancısını çeken günümüz modern kadını bu bunalımdan nasıl anlamlı bir varoluş pratiğine varır? Kitabın ana teması bu soru etrafında şekilleniyor ve yazarın kendi hayatından verdiği örneklerle hem müthiş bir özeleştiri, hem de çarpıcı bir itiraf niteliği taşıyor.
“Keseli hayvanlar gibi,