Şüphesiz bugün bize insan, insanın çeşitli özellikleri, ihtiyaçları, toplum, toplumsal ve siyasal kurumların yapısı ve gelişmesi hakkında büyük ölçüde güvenilir bilgiler veren ekonomi, psikoloji, sosyoloji, hukuk, hatta savaş bilimi gibi bilimlerimiz ve bu bilimler alanında yetişmiş uzmanlarımız, bilim adamlarımız olduğuna inanıyoruz.
Ancak bunların iyi, doğru ve adil bir toplumun, iyi bir siyasal rejimin, siyasal yönetimin nasıl olması gerektiği hakkında bize söyleyecekleri fazla şeylerinin olmadığını ve olamayacağını yine kendi tecrübelerimizle öğrenmiş bulunuyoruz. Bu kanaatimizin bir nedeni bu bilimlerin içinde bulundukları gelişim aşamasında bu konularla ilgili olarak doğa bilimlerinde olduğu gibi kesin, güvenilir, herkesin onayını alabilecek sonuçlara ulaşamamış olmaları olgusu ise bir başka ve daha önemli nedeni sözünü ettiğimiz iyi toplum, adil yönetim, doğru bir toplumsal hayat gibi şeylerin olgularla değil değerlerle ilgili şeyler oldukları, bunların ise büyük ölçüde insanın ideal, gaye ve tercihlerine bağlı şeyler oldukları hakkındaki modern anlayışımız veya tecrübemizdir.