"Tanrı aşkına, benden, hayattan ne beklemiş olabilirsin ki, şimdi böyle deliler gibi ağlıyorsun? Bunun mantıksızlığını göremiyor musun, sen mantıksızsın; hiç kimseye böyle bir gözyaşı tufanına yol açacak vaatler verilmiş olamaz..."
Can YayınlarıKitabı okudu
"İhtiyarlık gözyaşları acınası olabilir, sefil olabilir, aklınıza gelebilecek en berbat şey olabilir. Ama onlar adalet aramayacak kadar akıllanmış, gereğinden çok şey öğrenmiş gözyaşlarıdır; onlarda oluk oluk akan kandaki şu dipsizlik, sonsuzluk özelliği yoktur."
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Dolayısıyla, June’a “şey”in onun için ne ifade ettiğini sorsaydık, yanıtı muhtemelen şöyle olurdu: “Şey, bilemiyorum aslında, içim çok kötü, her yerim kötü.”"
Can YayınlarıKitabı okudu
"Belki de “şey” bütün edebiyatın ve tarihin gizli temasıdır gerçekten; görünmez mürekkeple satır aralarına yazmak, mürekkebin daha sonra ansızın, simsiyah ortaya çıkması, gayet iyi bildiğimiz, eski baskıyı karartması gibi; özel ya da kamusal yaşamın beklenmedik bir biçimde ortaya serilmesi ve bizim asla göremeyeceğimizi sandığımız bir yerde, bir şey görmemiz gibi..."
Can YayınlarıKitabı okudu
"Gerçi “doğru” zaman ya da yer diye bir şey yok elbette, çünkü “onun” başlangıcını mimleyen kesin bir an yok – ne o zaman ne de şimdi."
Can YayınlarıKitabı okudu
"Haşlanmış kalçaların, baldırların, bacakların yüzünden, ama asıl, bir türlü anlayamadığın için, acı acı, biteviye ağlaman daha on dört yıl önceydi, belki daha da az. On dört yıl benim için çok kısa bir süre, terazimde öyle hafif çekiyor ki; seninkinde, senin terazinde ise her şey, bütün hayatın."
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Ağlayan bir çocuk. Anlayamamanın, akıl erdirememenin yitik, acınası sesi."
Can YayınlarıKitabı okudu
"Senin ölçütlerine uyacak durumda olmadığımızı unutuyorsun. Biz o kadar da talihli değiliz, unuttun mu?"
Can YayınlarıKitabı okudu
"Bebek başını kaldırdı ama göremiyor; başını nemli, ılık yastıktan yukarıda tutmak için kendini zorladıysa da az sonra kendini bıraktı, başı yumuşak ısıya geri düştü. Bir daha asla şu andaki kadar âciz olmayacaktı; ta ki ölüm döşeğinde çaresizce, eli kolu tutmaz, gözlerinin gerisindeki bilinci dışında her şeyini yitirmiş bir halde yatacağı güne kadar."
Can YayınlarıKitabı okudu
"Herkese, bir yapıda kendine bir yer bulması öğretilir – aldığı ilk ders budur. Boyun eğmek. Öyle değil midir? Dolayısıyla, herkes de bunu yapar."
Can YayınlarıKitabı okudu
538 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.