Küçük torunu artık on bir yaşına basacak,ama babaannemiz yalnız başına uzak yere gitmez,ne olursa olsun hep küçük erkeği /mahrem/yanına alır.''Oğlum,okumam yazmam yok,gel bana yardımcı ol'' der hep...
''Perde altından dışarıya niye bakıyorsun?Bakkala giderken o adamla ne konuştun?Yatsı namazı okurken senin sokakta ne işin var?''dedemiz babaanne mize sık sık söylenirdi. Babaanne de ''kıskanıyor'' diyip geçiyordu.Dede vefat etti,nur içinde yatsın. Babaannemiz hayatta çok şükür ve hala dedemizin ne kadar çok kıskanç olduğunu anlatır bize...
Kıskançlığın ve şeriatın ortak noktaları var,yoksa ben yanılıyor muyum...