kâlbim ki kırk yılı aştı bir-iki kez evinden
çıkıp başkalarının kâlbinde konaklamaktan başka
fiyaka nedir hiç bilmedi hayatta
her kâlbin olur o kadar fiyakası
boşuna mı besliyoruz onu göğsümüzün
en güzel odasında
Haydar Ergülen
Hayallerimin toprağını eşele,
Ahşap kalbimi tırmala, kımıldasın her şey
Çünkü bir kedi kadar gövdesi var kırılmış ve yorgun heveslerin…
Evler kedisiz yetim,
Sokaklar kedisiz üvey sayılır,
Ben budalasıyım aşkın
Beni de boynu ıssız kedilerden sayın,
Nasılsa ağzım var dilim yok…
Kedilerimin kardeşiyim,
İnceliği ve mahcubiyeti onlardan öğrendim
Beni turnasız türkülerin
Beni solgun bir kedinin kalbinde unuttular.
Haydar Ergülen – Üzgün Kediler Gazeli
Sahiden senden mi doğdum anne
yollar nehirler kuşluk vakitleri dururken
bir insandan mı doğar bir çocuk
anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı
kuş olsa çiçek olsa gündüz olsa
kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu
bu kez dağlar doğursun beni anne
sen de ılık yağmur ol
durmadan yağ kanayan yerlerime..
Haydar Ergülen
aşk bile dolduramaz bazı âşıkların yerini
diye övgü, diye sana, diye haziran
heves uykudaysa ruh çıplak gezer
gazel bundan, keder bundan, sır bundan
hadi git yeni şehirler yık kalbimize bu aşktan
haydar ergülen