Tren yayları önce getirdi haberi tam faltaşı gözler
Merdiven basamaklarından çıkan tak sesleri
Elindeki bavula koşanı mı izlemek göz doldurur
Elindeki bavulu alacak biri olmaması mı
Haydi yolculuk buraya kadar...
Hiçbir şey istemeyen. Her șeyden korkan, hayattan midesi bulanan bir çocuk. Ve beklerdim orada öleceğim günü. Birilerinin gelip, "Sen öldün. Haydi gel!" demesini. Çünkü yapacağı hiçbir şeyi olmayan bir çocuktum.
Kızsa sabit bir șekilde bana bakıyordu.
Hâlâ yatakta benimle mücadele ediyordu. Bildiği en kesici aletle doğramak istiyordu bütün vücudumu. Nefreti o kadar büyüktü ki, onu görüyor ve duyuyordum. " Yarışalım!" diyordum içimden. "Kim daha çok nefret edecek Kayra'dan! Haydi! Kim daha çok isteyecek Kayranın ölmesini?.."
Buranın soluk alması paraynandır. Şuradan bi serseri ge lir. "Serseri" dedimse bildigimiz "Adem Baba". Seni dirseldeyip önüne geçer de kenefin kapısını keser. Neden? Büyük su mu dö kecek? Hayır. Sıkışmaya getirecek de, içeri girme sırasını yüz paraya sana satacak. .. Hele utanmaz! Çeşme başları kalabalıksa, biri yanaşır. Ne o? Eline ibrikle su dökecek. Sevabına mı? HayıL "Yer kırk para!" Çömelmişsin mangalını yellernektesin. Yanaşır.
Bir ucundan da o yelpazeler. "Haydi işine," demedin mi "Yer iki kuruş". Yermezsen; kimin kimsen de yoksa, bagırmaya başlar.
Üstüne yürüsen, "Bana sulandı" karalaması hazır. ..
Mahalle aralannda kimsesiz kızları kandırır, kötü evlere satar. Kaç kızoglan kızın kanına girdigini Allah bilir. Bu sefer kız buna soyulmak istememiş besbelli, verdigi evden kaçmış ... Anla bak Kamil Aga! Hem kötü yere düşürmekte, hem parasını almakta, bir de fazladan zavallıyı vurmakta ... Içini çekti: Bunlar vururlar. Hiç bakmazlar. "Islah ede Koca Tann," diyelim de, haydi gidip aptesimizi alalım! Sagdaki yatak komşusuna dogru egildi: lznin olursa senin nalınlan Kamil Efendi giyinsin, ıbrahim Efendi...
Ey genç insanlar kim haykıracak bu bozgunda sizler değil de
Haydi kalkın ayağa, siperlere koşun nefer giysilerinizle
Yapmadığınıza göre bunu kim yapabilecek
Kim defedecek gök gürültüsünü ve fırlatacak fırtınaya
Hıçkırıklara seslenen umut ilâhilerini
Çekip atın içinizden bu ölgünlüğü
Deniz kıyısına gidelim haydi
Mavi, göğsünde uyutur biraz korkumuzu.
İki kişilik bir yalnızlığım fotoğraflarının önünde
Birisi alıp götürdüğün, öteki bırakıp gittiğin.
“Hani bu ayın apartman kitabı?” diyenler; işte nisan ayının apartman kitabı Kozmonot Apartmanı.Üstelik çok da ilginç bir davet düzenleniyor bu apartmanda. Kozmonot apartmanı 13 numarada oturan Zeki Bey düzenliyor daveti. Siz de davetlisiniz ama şunu söyleyeyim davet edildiğinize pişman olma ihtimaliniz yüksek. Yine apartman kitaplarının peşine
Yemek de boş, içmek de...
Hatta yeri gelmeden sevişmek de...
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü...
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini...
Gözlerinin içine baka baka.
Tam zamanında açmalısın kapını, hayatına girmek isteyenlere...
Tam zamanında çıkarmalısın, sevginden şımarmaya başlayanları...
Tam zamanında affetmelisin kardeşini...
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını, seni gecenin üçünde arayıp da, kafasının iyi olduğunu söylediğinde.
Tam zamanında bağırmalısın, acıyınca bir yerin...
Tam zamanında gülmelisin, Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.
Tam zamanında bırakmalısın içmeyi, son kadeh bozacaksa seni ve üzeceksen birilerini ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli.
Tam zamanında ölmelisin...
Iskalamak istemiyorsan hayatı.
Haydi şimdi kalk bakalım, silkin şöyle bir.
At üzerinden hayatın yorgunluğunu, vakit zannettiğinden daha az.
Haydi kalk bakalım...
Şimdi Yaşamak Zamanı...
Can YÜCEL
Haydi seninle saklambaç oynayalım.
Yüreğime saklanırsan eğer,
seni bulmak zor olmaz.
Ancak kendi kabuğunun
ardına gizlenirsen,
seni bulmaya çalışmak
bir işe yaramaz.
Halil Cibran