...
demiyorum ki at ağını omuzlarına: demiyorum ki aç göğsünü atılan oklara; hafif gelir benim sanatımın öğütleri, ihtiyatlı âşığa.
direnirse boyun eğ, galip ayrılırsın boyun eğmekle: sana buyurduğu rolü oyna sadece.
ayıpladığını ayıpla, onayladığını onayla; söylediğini söyle, reddettiğini reddet.
güldüğünde gül, unutma ağla, ağladığında; bırak, kurallarını koysun, senin yüz ifadene göre.
farz et kumar oynanacak, elinde salla fildişi zarları, acemice atıver, sürdür acemice atmayı.
aşık kemiği atılacak diyelim, küstürme yenilirse.
hep lanet sayılar geliyormuş gibi davran eline: haramilerin çetesi gibi taş süreceksin diyelim, bırak düşsün askerin, camdan düşmanı önünde.
aç şemsiyesini, bizzat sen tut sapından, yolda yürürken, sen yol aç ona kalabalıkta.
hiç durma getir taburesini şık divanın önüne, çıkar zarif ayaklarından terliklerini ya da giydir.
sen soğuktan titresen bile, al sevgilinin elini koy üşümüş sinene, ısıt.
rezil bir işmiş gibi düşünme (hoşlanacaksın, rezil olsa bile) aynasını tutmayı, soylu elinde.
üvey anası yorulunca canavarlar yollamaktan ona, hak etmiş gökyüzünü o kahraman, ilk o omuzlasa da yüceleris karışmış Ionialı kızlar arasına, derler ki bir sepet almış eline ve başlamış kaba yünleri eğirmeye.
işte o tirynsli kahraman bile uymuş sevgilisinin buyruklarına: haydi git şimdi, durma katlan sen de onun çektiği sıkıntıya.
baktın buluşma teklifi aldın pazar yerinde, buluşma saatinden hep çok erken ol orada, sakın ayrılayım deme saat geç olmadan da.
seni çağırdığında bir yere, bırak her şeyi, koş, dikkat et, kalabalık itiş kakış yolundan etmesin seni.
...