36 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
HAYDİ UYKU ZAMANI Selam canlar Bugün Ahlas ile sizlere şahane bir uyku öncesi okunacak harika bir kitapla geldik. Tabi ki de @minikkuskitap yayınlarından bu sefer #hadiuykuzamanı Bu kitapta da beş farklı uyku öncesi rutini bulunuyor ve her hikâyenin sonunda da " Ben böyle uyuyorum, peki sen nasıl uyuyorsun ? " diye soruluyor. Kimi çocuk annesiyle uyku rutinini tamamlarken, diğeri baba, abi ve ya abla ile tamamlıyor. Ailenin birlikte olması, sohbet ortamı ve birlikte sosyalleşmelerini konu alan sıcacık hikayeler var. Peki sizler uykuya dalmadan önce neler yaparsınız ? Yorumlarda bizimle deneyimlerinizi paylaşır mısınız? @minikkuskitap @olaolu.fa @tebbi.niminde
Haydi Uyku Zamanı
Haydi Uyku ZamanıOlaolu Fajembola · Minik Kuş Kitap · 20232 okunma
Sabri Hoca, Suavi vak'asına istemeye istemeye, vak'anın ikinci derecede elebaşılarından birinin ısrarıyla girmişti. İlkin çetin bir münakaşa yapmışlar, Hoca gözlerini sımsıkı kapayarak, avuçlarını aça aça dostuna böyle bir teşebbüsün sadece bir delilik olduğunu isbata çalışmış, ona şöyle nasihat etmişti: - Bir deli için akıllı kanı dökmek günahtır. Haydi saraydan çıkardınız, başınızda bir deli ile ne yaparsınız? Sonra hapisten çıkartmakla tahta oturtmak ayrı ayrı şeyler. Bu iş bir avuç insanla yapılmaz. Muvaffak olsanız bile yaptığınız işten fayda gelmez. Çünkü herifin alnında "deli" damgası var. Milleti tefrikaya düşürürsünüz. Muvaffak olmazsanız hem kendiniz gidersiniz, hem de berikinin vehmini arttırırsınız. Zaten işkillinin biri. Büsbütün baş belası olur. Gelin vazgeçin bu sevdadan. Acıyın bu millete. Düşman payitaht kapısında iken yapılacak iş mi bu... Fakat dostu bu nasihatlere gülmüş, ona Suavi'nin becerikliliğinden, devlet ricalinden birçoklarının kendileriyle beraber olduğundan, İngiliz müzaheretinden uzun uzadıya bahsetmişti.
Reklam
Büyük adam'mış! Kimlere, ne mendeburlara büyük adam demişsinizdir siz! bir bilseniz utançtan geberirdiniz Bir bölüğünüz, günün büyük adamının veya adamlarının ne tifturuni hälebi olduğunu sezerseniz ve... o zaman ne yaparsınız, bilir misin? Haydi yallah bir başka tifturuniyi büyük adam'laştırmak için kollarınızı sıvarsınız. Bu amelelik için hayatınızı koyarsınız ortaya. Bábil Kulesi'nin ve Ehram'ların ameleleri sizden onurludur. Büyük adam'miş! bu alçalışınızın sınırı da yoktur. Yani yalnız politikada, Devlet denilen aptallığın üzerinde değildir bu yutturmaca. Sanatta, edebiyatta, bilimde de yutarsınız oltadaki bu yemi. Bu oyun bir endüstridir..
oyunun adını koymak için eylem planı
Daha önce sadece erkeklerden oluşan bir ekipte çalışan ilk kadın sizsiniz. Sizi sınıyorlar. Bazıları kalitesi tartışmalı şakalar yapıyor, diğerleri kasıtlı olarak size teknik hatamdan zor işler veriyor. Ne yaparsınız? UNUTMANIZ GEREKEN SÖZLER Taktiklerine boyun eğer ve sinirlenirsiniz. "Bu çocukça bir davranış. Ne zaman yetişkin hale
Sokrates'in acı ölümü.
Sokrates böylece, başkaldırmaya katıldığı, başkalarını başkaldırmaya zorladığı için değil; serbest düşündüğü, eski düzenin temellerini sarstığı için ölüme mahkum oldu. Zafe­ri aristokratlar ve zenginler kazansaydı, Sokrates kurtulurmuydu? Hiç sanmıyoruz. Çünkü, Sokrates en güçlülerin de­ğil, en akıllıların başa geçmesini istiyordu, bunu
Erkek kardeşinizle kavga ettiniz, kapı komşususunuz aslında ama tartıştığınız için artık konuşmuyorsunuz. Aradan birkaç ay geçiyor, siz hala tek kelime etmemişsiniz. Ancak bir gün bir uyanıyorsunuz ki evinizde yangın var, burnunuza dumanın kokusu geliyor ve kardeşinizle daireleriniz bitişik. Dolayısıyla eğer sizde yangın varsa, tehlike nedir? Onun da evi yanacaktır. Ne yaparsınız? "Gidip de ona söylemeyeceğim, üç aydır konuşmuyorum onunla, onun için şimdi kapısını çalıp 'Merhaba kardeşim, biliyorum konuşmuyorduk ama ev yanıyor' dersem garip kaçar, yok, boş ver gitsin", böyle mi diyeceksiniz? Hayır. Daha büyük bir sorun var. Ortada daha büyük bir sorun varsa, küçük sorunu unutursunuz gider. Artık problem olmaktan çıkar, "Haydi, gidiyoruz! Gidiyoruz!" Yani, ne olur? Eğer önünüzde daha büyük bir mevzu, bir tehlike varsa, o zaman bütün problemleriniz ortadan kayboluverir, çünkü artık daha büyük olanı ile başa çıkmak zorundasınızdır. Bizim ahiret anlayışımız da aynen bu şekilde. Birbirimizle alıp veremedi- ğimiz bir sürü şey var, fakat yüzleşmek zorunda olduğumuz daha büyük yevmu'l kıyame tehlikesini fark ettiğimiz ve bunu aklımızda tuttuğumuzda problemlerimiz küçülüyor. Çözmek kolaylaşıyor. Çünkü hakkında endişelenmemiz gereken daha öncelikli bir sorunumuz oluyor.
Reklam
Vay Halinize!
Bundan sonra İsa halka ve öğrencilerine şöyle seslendi: “Din bilginleri ve Ferisiler Musa'nın kürsüsünde otururlar. Bu nedenle size söylediklerinin tümünü yapın ve yerine getirin, ama onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü söyledikleri şeyleri kendileri yapmazlar. Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının sırtına yüklerler,
Sayfa 1040 - Yeni Yaşam YayınlarıKitabı okudu
Kadın bir öğretmen ve Atatürk'ün bir anısı
Yine bir yaz, Yalova Kaplıcalarındayız. Yaz ay­ları kendine özgü bir tembellikle sıcak ve ağır geçip gitmede... Günlerden bir gün, ansızın köşkün kapısın­ da bir kadın belirdi. Bu sırada Atatürk, köşkün mer­ divenlerinden inmekteydi. Kadın birden kendini yere atıp, Atatürk'ün ayaklarına kapandı, öpmek istedi. Fakat Atatürk buna hemen engel oldu, «Estağfurul­lah» diye geri geri çekildi. Önce mahcup olmuş gibi bir tavır takınmıştı. Fa­ kat az sonra kızdığını anladım. Sert bir şekilde: — Ne istiyorsun? Diye sordu. — Üç çocuğum var, mektebe vermek istiyo­ rum... — Peki, siz ne iş yaparsınız? Kadın ezile büzüle, adeta utanırcasına: — Öğretmenim... Diyebildi. Atatürk'ün canı adamakıllı sıkılmağa başlamış-tı. Bir öğretmen, « Yeni nesli sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacak» dediği bir öğretmen gelsin, onun ayaklarına kapansın... Olur şey değil! — Siz böyle yaparsanız, sizin yetiştirdiğiniz tale­ beler ne yapar? Böyle bir hareket fani insanlara ya­pılır mı? Haydi istediğin neyse çabuk söyle. Yalnız şunu iyi bil ki, kim olursa olsun, elini ayağını öpmek hiç te doğru değildir. Kadın öğretmenin isteği, iki çocuğunu yatılı okula vermek, okutmaktı. Atatürk emir verdi. Ço­ cukları hemen yatılı okula yolladılar.
Almanya’dan gazeteci bir dostum aradı. Bir meslektaşımızın Ankara’ya geleceğini ve Türkiye-AB ilişkileri konusunda bir makale yazacağını söyledi. Gelecek arkadaş Türkiye’nin katılımına sıcak bakıyormuş. Benim adımı, telefonumu vermiş, yardımcı olmamı istiyormuş. Kabul ettim. Neticede bir yerde memlekete hizmet durumu. Ertesi gün aradı,
320 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
#seldaileoku #okudumbitti #kitapyorumu ‍️Herkese merhaba, evlendiğiniz günün sabahında kocanız tarafından bir mektup ile terk edilirseniz ne yaparsınız? Dilbeste bakalım neler yapacak? Haydi yoruma bekliyorum. . Dilbeste, arkadaşının düğününde tanıştığı Kerem ile güzel bir aşka yelken açarlar.Bu aşkı artık evlilik ile taçlandırırlar.Herşey o kadar
Dilbeste
DilbesteAslıhan Akagöz · Parola Yayınları · 202134 okunma
Reklam
Kimlere, ne mendeburlara büyük adam demişsinizdir siz! Bir bilseniz utançtan geberirdiniz. Bir bölüğünüz, günün büyük adamının veya adamlarının ne tiftûrunî halebi olduğunu sezersiniz ve.. o zaman ne yaparsınız bilir misin? Haydi yallah bir başka tiftûrunîyi büyük adam’laştırmak için kollarınızı sıvarsınız.
Sayfa 216
Vay Halinize Sizin Gibi Kör Klavuzlar! Yılanlar..!
““Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Göklerin Egemenliği'nin kapısını insanların yüzüne kapıyorsunuz; ne kendiniz içeri giriyor, ne de girmek isteyenleri bırakıyorsunuz! “Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Tek bir kişiyi dininize döndürmek için denizleri, kıtaları dolaşırsınız. Dininize döneni de
Resim