Mazeretler bir teknedeki deliklerdir. Birini onardığınızda bir yenisi oluşur ve bu seferki daha da büyük olur. Eğer mazeret yaratmaya meyilliyseniz tekneyi onaramaz ve sağ sağlim kıyıya ulaştıranazsınız.
Her zaman kendinize şu soruyu sorun: Bir insanla beraberken kendimi nasıl hissediyorum? Kendimi iyi hissediyor muyum?
Eğer yanıt HAYIR ise o insandan uzaklaşmanız gerektiğini anlarsınız.
Her zaman kendinize şu soruyu sorun: Bir insanla beraberken kendimi nasıl hissediyorum? Kendimi iyi hissediyor muyum?
Eğer yanıt HAYIR ise o insandan uzaklaşmanız gerektiğini anlarsınız.
...
Dinlerim her söyleneni. Huyum bu.
Sormayı hiç bilmedim...
O gece de sormamıştım. "Rusuhi Bey niçin bana bacaklarınızı sürtüyorsunuz?" diye.
Yatağa girip yorganı tepemize çekivermişti.
Hayır mı deseydim?
Hayır demenin gerekliliğini bilmezdim ki!
Hayır desem de kimse beni dinlemezdi ki.
Ben herkesi dinlemeyi biliyordum, yedi ya da on yaşından beri.
"Neden sürtüyorsunuz bacaklarınızı?"
"Kızım evladım, canımın canı, canımın ruhu..." Saçlarım ağzıma doluyordu.
Beni sıkı sıı sarmıştı.
Amma da gücü vardı sessiz, hafif yürüyüşlü Rusuhi Bey'in! Solumaları duyulur diye korkmaya başlamıştım.
Oda ısınıp duruyordu.
Gülendam Kalfa uyumazdı kimseden önce.
Yorgunluk çöküyordu içime. Yorgunluk neydi bilmem demiştim ya, başlıyordu işte.
O iş olduğunda sabaha karşı mıydı?
Bir horoz ötmüştü.
Acemi bir horoz muydu, öten?
Hâlâ bilmem. Bir keder yüklenmişti bağrıma. Ağlamıştım yatakta. Saçlarımın dibindeki ter soğumuştu.
"Korkma kızım, çocuk olmaz," demişti.
...
Haraç