"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
1) Giyinmiş Çıplaklar Kimlerdir?
Ebu Hureyre anlatıyor: Allah’ın Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ateş ehlinden /Cehennem halkından iki sınıf var ki henüz görmedim: Biri; yanlarında inek/sığır kuyruğuna benzeyen sopalar/joplar bulunan, onlarla insanları döven bir topluluk. Diğeri ise;
1- Giyindiği halde açık olan (teni
Yes'a,
Kraliçe Yesiyis,
Asiye,
ve anne..
Lugatından en güzel kelimeleri tane tane kağıda dökmesi, cümleleri boncuk dizer gibi özenle dizmesi, sayfaların her birinde Nil'in Melikesi'nin bir özelliği...
Sibel Eraslan'ın yüreğinden sağanak sağanak, ılık ılık yüreğime akanlar o kadar güzel, o kadar masumane ki kitapta bir anne sıcaklığı var, yaren
Yarabbi gelecekteki hayrımı ve ilmimi arttır. Ve her seneyi İslâm alemi için bereketli eyle. Yarabbi hayır da şer de senden. Ve senden gelen her şey başüstüne. Yarabbi imanı mı arttır. Ve İslâm ile haşreyle.
Tertemiz bir aşkın hikayesi...
Anadolu'nun ücra bir ilinde üniversite de tahsil gören İlkay'ın, kaldığı yurtta yangın çıkmasıyla başlıyor herşey. Her şer de bir hayır vardır ya işte herşeyin başlangıcı bu yangın. Yangından kaçarken sığındığı ev, ev sahibesi Fatma teyze ve oğlu Mustafa hayatının dönüm noktasını oluşturuyor. İlkay
"Belki de" dedi "nasip olmaması nasibimizdir."
"İnsan ister çok ister hep ister. Lakin istediğinin hayır mı olduğunu şer mi olduğunu bilemez. Gördüğünü bilir insan, görmediğine cahildir. Lakin Allah'a sınır yok, Allah'a hudut yok. Vermiyorsa da bir bildiği vardır O'nun. Her istediğimizi işitir, her söylediğimizi bilir ve her duamıza cevap da verir. Lakin bazen cevabı 'hayır' olur. Bu menzilde insanın asıl nasibi nedir bilir misiniz?
Bu menzilde insana duasını Allah'a işittirmek dahi yeter. Hem de çokça yeter... O ne verdiyse nasibimiz odur bizim."
Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim
Kalmasa da şöhretimi duymayan
Kimliğimi tarif etmek zor benim
Bülbül benim lisanımla ötüştü
Bir gül için can evinden tutuştu
Yüreğine Toroslar’ dan çığ düştü
Hz. Ömer, cami yaptırmak için bir Yahudi’nin arsasını zorla kamulaştıran, yakın dostu Şam Valisi Sad b. Ebi Vakkas’a adaleti tek cümlelik mesajla anlattı. Valiyi titreten mesajın hikayesi ise çok çarpıcı…
Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Şam valisi olan ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in arkadaşlarından olan Sad b. Ebi Vakkas (r.a.) Şam’daki bir
Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim
Kalmasa da şöhretimi duymayan
Kimliğimi tarif etmek zor benim
Bülbül benim lisanımla ötüştü
Bir gül için can evinden tutuştu
Bir videoya denk geldim. Videodaki şahıs "Allah'a
inanıyor musunuz?" sorusuna "inansam ne olur
inanmasam ne olur? Allah' a inanmak hayatımıza bir
değer katıyor mu ki?" diyordu. Konuşmasının devamında aynı şeyi namaz için de söylüyordu: "Namaz kılsan ne olur kılmasan ne olur? Namaz kılmak bir değer üretiyor mu?
Neden Mutlu Değiliz?
Bir insanın huzuru ve mutluluğu, kendi içinde bir düzen kurmasına bağlıdır. Pek çok kimse, iç dünyalarında bir nizam, bir düzen kuramadıkları için sıkıntılı, bunalımlı, stresli oluyorlar. Yunus ne güzel söylemiş: “Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı.” diye. Huzur, içte sağlanan bir dengenin meyvesidir. Dünya bir