Kitap adında olduğu gibi zamanın kıymetinin bilinmesi için, bunu örnek hayatlarla anlatarak idrak edilmesi için yazılmış.
Kitabın içeriği çok dolu. İlim sahiplerinin hayatlarından kıssalarla, hayatlarını nasıl yaşadıkları, neye vakit ayırdıkları, nelerden kısarak vakitlerini hayırlı işlere nasıl kanalize ettiklerini bir çok örnek ile anlatmakta.
Yazar anlatımında tekrara ve detaylandırmaya girmek bile istemiyor birçok yerde kitabın ismine uygun olması açısından.
Kitabı bu ikinci okuyuşum oldu. Birkaç yıl arayla tekrar tekrar okunabilecek eserlerden. Dışına ve ismine bakılarak dilinin ağır olabileceği hissini veriyor eser. Ancak çok yalın bir anlatım söz konusu.
Herkese tavsiyedir.
Bir öykü,bir kurguydu okuduğum ; gerçeği kanlı canlı bizim adını sanını bilmediğimiz ,belki de yakınlarda kan kusup ,kızılcık şerbet içip yaşayan nice insanların bağırlarında yaşanan...
Zeynep bir hakime hanım ;Erzurum'un Narman ilçesinde tayini çıkıp gelen. Akgül;babası o daha doğmadan ölmüş ve bunun suçu üzerine yüklenmiş ,zavallı bir öksüz. Selim ;Zeynep'in üvey babası ,hasta ruhlu ,son derece nüfuzlu ,hatırlı tanıdığı çok ama vicdanı yok.
Güven Yüzbaşı; Adıyla müsemma, yiğit ,mert ve hakime hanımın sevdiceği...
Yine konuşturmuş kalemini sevgili @fatmaerdek. Öyle yalın ,öyle güzel ve içten yazıyor ki;gıpta ediyor ve imreniyorum yazarlığına. Alıveriyor hikaye siz daha anlamadan sizi içine. Bir anda Zeynep'in yaşadığı ikilemde kalıyor,bir anda Akgül gibi lâl oluyor hisleriniz. Büyük bir nefret gelip çörekleniyor içinize Selim'in riyası ve yaptıklarını okudukça. Güven olup Zeynep'in yaralarını sarmak ,sarılıp bırakmamak geliyor yüreğe birden. Bir de bakıyorsunuz kitap bitmiş. Gözyaşları inci gibi akarken ülkemizde ve dünya üzerinde yaşayan nice insanın ensest ,pedofili ,sapkınlık ve marazi hisler yüzünden hayatı kararıyor;ne yazık ki yapan şerefsizler hep bir bahane bulup kendilerini müdafa ediyor. Son derece duyarlı ve hassasiyet 'le böyle bir kitap yazan @fatmaerdek hanıma teşekkür ediyorum ve gıyabında destek olan herkese.
Bu tür duruma maruz kalanlar ;hiç bir şey sizin suçunuz değil,utanmayın ve korkmayın... İlahî adalet şaşmaz,Allah yarına bırakır da kimsenin yanına bırakmaz...
PUANIM:/5
Kitap harika tek kelimeyle muhteşem. Kitap da Aykut kocaman ve Aziz Yıldırımı hayırla anacağınız yerler olacak. Özelikle Aykut Kocamanı diyebilirim. Ne kadar büyük bir teknik direktör ve karakter sahibi mert bir insan olduğunu Alex de souza defalarca dile getiriyor. Kitap da yer yer hüzünleniyorsunuz yer yer de gülüyorsunuz. Türkiye de ki futbolun içler acısı haline size çok güzel anlatıyor. Gerçi hala bir takım insanlar yabancı oyuncu kontenjanın bu sorunu meydana getirdiğini inansa da bunun böyle olmadığını Alex de souza ifade ediyor. Kitabı herkese tavsiye ederim.
Dünyanın en eski ve en iyi stratejik kitabına hazır mısınız? Hazırsanız başlıyoruz. Şöyle bir içerikle başlayalım evvela:
eksiup.com/p/hw255208uzws
Kitap en popüler savaş kitabıdır. Çinli bir savaşçı ve aynı zamanda filozof olan Sun Tzu’nun bu eseri tam tamına 2500 yıl (dile kolay) önce yazdığını düşündüğümüzde bu kadar devir ve Çağ
120 syf.
8/10 puan verdi
"YAZIK, İNSANIN DEĞİŞTİREMEYECEĞİ ŞEYLERİ BİLMESİ NE KORKUNÇ."
Mitolojinin, psikolojiye de konu olmuş ünlü ve de bahtsız karakteri Oidipus'un hikayesiyle karşı karşıyayız. Oidipus mitini daha evvelden, "Tanrıların Masalları" adlı kitapta okumuştum. Yanlış hatırlamıyorsam orada hikayeyi başından itibaren ele alan bir anlatım
Yazar, İslamo Fobiyi küresel açıdan ele almanın zor ve kapsamlı old. belirterek Fransa üzerinden problemleri değerlendirmiş. 11 Eylül saldırısından sonra kitaba başlayıp 2003 yılında yazım aşaması bitmiş, dolayısıyla kitap çok güncel meseleleri içermiyordu.
Kitabı alırken yazım yılını gözden kaçırmışım, bu açıdan türüne göre kitabın yazım yılına da bakmak önemli. İslamo Fobiyi yazar müslümanlar ve topluma korkuyu enjekte edenler olarak anlatmış, gazete ve entel kesimin toplum üzerindeki etkisnden bahsetmişti. Fransa, Almanya'dan sonra en çok Türk ve müslümana ev sahipliği yapan bir ülke, bu açıdan önemli. Ancak bu meseleyi 2015 yılında gerçekleşen Charlie Hebdo'dan sonra ele almak daha iyi olurdu. Bu alanda daha iyi ve güncel kitapların old. inanıyorum. Fransa'da ki İslamo Fobi bizim ülkemizde 'Cemaat Fobi' olarak etki buldu. Ne yazık ki toplum kutuplaştırıldı, cemaatler itibarsızlaştırılıp sindirilmiş müslümanlar ortaya çıkarılmak istendi. Sinmeyip mücadele edenlere her türlü engelleme ve zorbalık yapıldı. Güvensiz ve korkak bir toplum oluştu.
Kitabı okurken ülkemizde müslümanın müslümana yaptığının Fransa'nın durumundan daha hazin olduğunu düşündüm. Şu da bir gerçektir ki, biz insanlara islam medeniyetnin bir fragmanını göstermedkçe insanlar islam ve müslümanlardan korkmaya devam edecek.
Cemaatler (maalesef hepsi değil) islam medeniyetinin minyatürüdür. Cemaat eğitimi, düzeni, kardeşliği, hayırlı işlere teşvik edilmesi vb. ile toplumu ıslah eder. Ülkemizdeki cemaat fobisi kırılmadıkça dünya genelinde islamo fobiyi kırmak oldukça zordur.
İslamo Fobinin başlangıcını öğrenmek açısından güzel bir kitap.
