O an aklıma Hazreti Ömer'in kıssası geldi. Adaleti ve gücüyle nam salan Hazreti Ömer işsiz bir adamı çağırır, "Sana iş veriyorum." der. Adam çekinerek ne yapacağını sorduğunda her sabah kapısına gelip vurarak, “Ölüm var ey Ömer, ölüm var!" diye bağırmasını, kendisine ölümü hatırlatmasını ister. Ertesi sabah adam gelip "Ölüm var ey Ömer!" diye bağırınca çıkarıp bir altın öder. Ondan sonra da bu sahne her sabah tekrarlanır. Çevredekiler çok geçmeden bu durumu fark edip olup biteni şaşkın lık ve merakla izlemeye başlar ama hiç kimse Hazreti Ömer'e ne olup bittiğini soramaz. Adamcağız her sabah iki cümlesini söyler, bir altınını alıp gider. En sonunda biri dayanamayıp sorar, "Ya Ömer! Bu adam her sabah kapında bekliyor, dışarıya çıktığında sana bir cümle söy lüyor ve sen de ona her sabah bir altın veriyorsun, çok değil mi?" Hazreti Ömer "Hayır!" diye cevap verir, "Çok değil, çünkü onun söylediği şey benim o günkü kararla rım ve bilgilerim içinde en önemlisidir."
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
Reklam
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Emperyal Irkçılık: Amaç Koparmak
Elbette ki bu kasıtlı bir siyasetti. William Makepeace Thackeray, Hindistan'ın 'gururlu, derin düşünceli ve bağımsız' ruhunun baskı altına alınması gerektiği kanaatindeydi: "Bu özellikler doğrudan çıkarlarımızın aleyhinedir. General, devlet adamı ya da hukukçuya değil çalışkan çiftçilere ihtiyacımız var." Irkçılık hemen
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
İbn-i Haldun - Konfüçyüs
_Benzer hadiseleri benzer şartlar veya benzer şartları benzer hadiseler meydana getirmektedir. _O, senin mutluluğunu senden daha çok ister ve senin çıkarlarını da senden daha iyi bilir. Çünkü o, senin idrakinin ve aklının sınırlarının üstünde bir varlıktır _Türkler, savaşçı karakterleri ve kahramanlıkları nedeniyle islâmın kurtarıcısı olmuşlardır.
Reklam
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Neyzen, Hayyam, Şair Eşref, Gürpınar
_Ben sana bok demem. Boklar duyar ar eder. Bir zerren düşse boka, onu da mundar eder. Tanrı senin hamurunu, necasetle yoğurmuş. Anan seni sıçar iken, yanlışlıkla doğurmuş. _Rakı, şarap içiyorsam sana ne? Yoksa sana bir zararım içerim. İkimiz de gelsek kıldan köprüye. Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim _Göbekler perçin olmuş, hava geçmez aradan.
_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
Reklam
_Kızımı dar kıçından zımbaladıktan ve içinde patladıktan sonra yatakta yatan babamın yanına uzandım. Onun yaşlı bedenini okşamaya başladım. Kalan son nefesiyle bile babafingoma vurmaya çalışıyordu. Yavaşça arkasını çevirip içine, küçük yaşlı deliğinden içeri girdim. Onu skmeye başladığımda zevkten ne hale geldiğimi düşünebilirsin. İşte o sırada
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır. _Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. _Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır. _Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır. _Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir. _Görünen değişiyor,
iyi mi? bence iyi..
baban kötü bir insan mıydı? bilmiyorum, efendim. ne demek bilmiyorum? yani kıyaslamak güç, efendim, sadece bir babam oldu. benimle kafa mı buluyorsun, Stirkoff. hayır, efendim: dediğiniz gibi, adalet yoktur. baban seni döver miydi? sıra ile döverlerdi, efendim. hani bir baban vardı? herkesin bir babası vardır, efendim, ben annemi kastetmiştim, o
Dokuz Oğuzlar evvelce "Kamlançu" adı verilen bir ülkede otururlarmış. Burada "Tuğla" ve "Selenga" adlı iki ırmak akarmış. Bir gece oradaki iki ağacın üstüne gökten [nur] sütunu indi. Bu ağaçlardan biri sümü yani huş yahut kayın ağacı (bouleau), diğeri kasuk (yani Cihfingüşfi'ya göre çam fıstığı, Mahmud-ı
ESMÂ’ÜL HÜSNÂ ŞERHİ
O’nun birinci ismi, isimler sultânıdır; Her ânın, her mekânın, her cânın cânânıdır. Kur’ân’da ilk âyetin, başlangıç kelâmıdır, Her zerre “ALLAH” diye, O’nu söyler durmadan.. Vârettiği herşeyi, ayırdetmeden gören, Her şeye adâletle, hayır ve rahmet veren, Her mahlûkâ acıyan, ve çâreler gönderen, Sonsuz merhametiyle, âleme RAHMÂN dır
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.