Hayatın yüzüme sert bir şekilde çarptığı şu zamanda beni o kadar derinden etkiledi ki... Sevgiye olan inancımı kaybettiğim anda bana gerçek sevginin hâlâ var olduğunu hatırlattı.
Naida ve Maximilian'ın o inanılmaz gönül bağına hayran olmamak elde değil. Bedenen pek yan yana olamasalarda her zaman birbirlerinin kalbinde en güzel köşede yer aldılar. Ve Maximilian'ın külleriyle de olsa Nadia'ya kavuşmak istemesi.. Saf sevgi işte budur.
Kitap sadece bir aşk hikayesinden ibaret değil. Aynı zamanda insanın din, dil, ırk ayrımı olmadan sadece insan olarak var olduğunu da hatırlatıyor bize. İnsan, insan olduğu için değerlidir. Onu değerli yapan dini, dili, ırkı, cinsiyeti, unvanı veya görünüşü değildir.
Daha önce okumadığım için kendime kızgınım. Şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum.