Bazen karşımdaki kadın ve erkeklerle, küçük bir kızın oyuncak bebeğiyle konuştuğu gibi konuşuyorum. Küçük kız oyuncak bebeğin kendisini anlamadığını bilir, yine de bilinçli bir şekilde kendini aldatarak iletişim kurmanın keyfini yaşamaya çalışır.
Asıl bilgelik gerçekliği ne zaman kendi isteklerimize göre şekillendirebileceğimizi değiştirilemeyecek olanı ise ne zaman sükunetle kabulleneceğimizi bilmektir.
Eski yıllardan günümüze insanın özellikle de erkeklerin(çünkü sadece onların bakış açılarını görme şansımız oldu) kadına ve kadınların yazmasına olan bakış açısını güzel bir biçimde sunmuş bizlere Woolf. Kitabın beni en çok etkileyen kısmi özellikle her insanın beyninde kadınsı ve erkeksi düşüncelerin olduğu ve bu düşüncelerin birbirlerine ne kadar az üstünlükleri olursa ne kadar ortak bir birlikteliği olursa, düşüncenin o kadar duru ve doğrulanabilir, kabul edilebilir ve üstün olduğunu ifade eden kısmı oldu.
Çünkü bu kitapların okunması, hisler üzerinde garip bir katarakt ameliyatı gerçekleştiriyor gibidir; insan ardından daha yoğun görür, dünya örtüsünden kurtulmuş ve daha yoğun jir hayata kavuşmuş gibi görünür.
Yürümek öncelikle erteleme özgürlüğü sunar. Şöyle bir dolaşmaya çıkmak bile endişelerin ağırlığını hafifletmeyi, işleri bir süreliğine unutmayı sağlar.
Sevgi kadar böylesi muazzam umut ve beklentilerle başlamış olan ama yine de sürekli olarak başarısızlığa uğrayan başka herhangi bir eylem, herhangi bir girişim yoktur.
Gerçekten de sevgiden söz etmek "boş öğütler vermek" değildir, çünkü sevgiden söz etmek en basitinden en temel ve gerçek gereksinimden söz etmek demektir.