İnsanın, sevdiği bir kişinin ölümü karşısında çaresizliğinin romanı Hayvan Mezarlığı. Korku romanı olarak düşünülse de içinde ciddi bir dramatik hikaye var.
Ölmüş bir kişiyi "nefes alıp veren bir et parçası" olsa bile hayata döndürmek mi, yoksa yaşanılan güzel günlerin anısıyla ölümünün acısını yaşamak mı daha iyi ? Stephen King bu soruyu soruyor kitabında.
Hayvan Mezarlığı, korku kitapları içinde zaten bir klasik. Filmi bile kültleşmiş bir eser.
Kitabı hem merakla hem de yer yer tüyleriniz ürpererek okuyorsunuz. Hatta korku filmi izlerken "dur gitme oraya, yapma bunu" diye yaptığınız uyarıları burada da yaptırıyor kitap. "Yapma Louis gitme oraya, gömme çocuğunu o Kızılderili mezarlığına yapmaa..."
Kitabın üstüne söylenecek çok şey yok yalnız yayın evi hakkında şunları da belirtmek gerekli. Kitabın İngilizce baskısı 480 sayfayken bizimkisi 375 sayfa. Bu eksik 105 sayfa nedeniyle olaylar bazen anlamsız yere hızlı şekilde gelişiyor ya da anlatımda çarpıklıklar oluyor. Neden eksiksiz şekilde basılmamış, çevrilmemiş anlamıyorum.
Tam baskı olmamasına rağmen bunu belirten hiçbir ibare de bulunmuyor. Ve bu kitabın başka yayıncısı da olmayınca elinizde ne varsa onunla idare ediyorsunuz.
Kitabın ana fikri bir Yeni Türkü şarkısıydı adeta ;
Sakın çıkma patika yollara
O dağlara, kırlara
O Kızılderili mezarlığına...