YouTube kitap kanalımda psikoloji kitaplarına nereden başlayabileceğinizi anlattım: ytbe.one/d2xQVSEUsUU
Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazdı. Nasıl mı?
Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. Buradaki okurlara şu soruları sordum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar
Hayatımın en zor günlerinden birini geçirdim bugün. Ama sokaktaki canların yaşadığı şeylerin yanında bizim zor günlerimiz ne ki!
Hiçbirimiz arabanın arkasına bağlanıp ciğerimiz patlayana kadar koşturulmadık mesela.
Hiçbirimiz ''aa birisi bize yemek koymuş'' umuduyla sevinip zehirlenmedik.
Hiçbirimiz kımıldamayalım diye kemerle
Birazdan okuyacaklarınız, 'inceleme' adı altında birleşmemişlerdir. Kendimi gerçekten bildim bileli vaaz vermekten ve/veya birine bildiğimi doğru ya da gerçek olarak lanse etmekten uzak durmuşumdur. Çünkü, ne kendimi bir şey hakkında bilgi sahibi görecek kadar özgüvenim veya kibrim olmuştur, ne de karşımdakinin kendi başına arayarak bulabileceği
Trakya’ da Kırklareli’nin 58 Km. kuzeydoğusunda Demirköy İlçesi Sarpdere Köyü yakınlarında yeşilin her tonunu görebileceğiniz bir ormanın içinde, ikinci Jeolojik zamanda (Günümüzden 180 milyon yıl önce) oluşmuş bir mağara vardır. DUPNİSA.
2003 yılında turizme açıldı o mağara. Daha önce mağara gezenler varsa bilirler. Milyonlarca yılda damla damla
İlhan Arsel’le cahiliye dönemine gidip dönem hakkında yanlış fikir sahibi olabilmek için çok ideal bir kitap. Alternatif tarih arıyorsanız el kitabınız olabilir. Birkaç iddiayı örnek olarak vereceğim.
İlhan diyor ki, kız çocuklarını gömmek yaygın değildi kız çocuklarının doğuşunu talihsiz saymak gelenekte yoktu. Dakika bir gol bir. Evet her evde
hanımların bayıla bayıla alıp kullandıgı kozmetik ürünlerin çogu hayvan katilidir. Bu ürünlerin test aşamasında deney hayvanları (genellikle kediler ve tavşanlar) kullanılır ve bu hayvanlar deneylerle işkence görüp, acı içinde ölürler. En basitinden şöyle bir örnek vereyim; deney tavşanlarının bir kısmının ölümü, daha teste girme aşamasında panikleyip kaçarlarken boyunlarını kırmasıyla olur.
+18 - i.hizliresim.com/0z5P4R.jpg
Birkaç ülke hariç buna karşı bir kanun yok fakat tepkiler sonucunda bu olaylardan vazgeçen onlarca makyaj, kozmetik firması var. Peki bu ürünleri nasıl ayırt edebilir, nasıl bu cinayetlere ortak olmayabiliriz ?
Şöyle; aldıgınız ürünlerin üzerinde cruelty free yazısı (birde tavşanlı logo olur) varsa, o ürünün yapım aşamasında hayvanlar kullanılmamış demektir, şayet yoksa bilinki o yüzünüze sürdügünüz üründe onlarca hayvanın kanı vardır.
Bu yüzden bu logonun olmadıgı hiçbir ürün kullanılmamalı, kullandırılmamalıdır.
Zaten bana göre makyaj dünyanın en gereksiz şeyi, makyajlı kadın görünce gözüm seğiriyor benim :D
Kitabı Batıda aldım elime. Sonra Doğuya doğru yola çıktım. Doğuya giderken Batı Cephesi'ni okudum. Sonra bitmedi Batıya geldim okumaya devam ettim. Değerli hocam
Muzaffer Akar önermişti. Sitede bir çok kişinin bu kitabı okumasına vesile olmuştur biri de benim. İkinci el kitap sevdam yüzünden kitabı bulup bana yollaması biraz
TURUNCU
Soğuk bir kış gecesiydi. Doğa; yeni yılı beklemiş gibi biriktirdiği en sert ve soğuk rüzgarını üzerimize fırlatıyor, dişlerimizin gıcırdamasına yetecek kadar donuk bir hava dağıtıyordu. Rüzgarın uğuldayışı boşlukta süzülüp aceleyle yüzümü yalayarak geçiyor ve sırasını sonraki hava akımına bırakıyordu. Oldum olası bu sert ve kuru havadan
"Kalbin, acı çekeni görmekten zevk alma eyleminin ötesinde, yapabileceği daha kötü, daha alçak bir eylem olmasa gerek."
Dikkat! Dikkat! Birazdan okuyacağınız inceleme hem somut hem de soyut olarak derin ve bayağı uzun olacaktır. Bunu bilerek okumaya başlamanız veya başlamadan burada bırakmanız sizin tercihiniz olacaktır. Müessesemiz
SADECE ADEM İLE HAVVA'NIN GÜNCESİ ÖYKÜSÜNÜN YORUMLAMASI
Öncelikle bu yazıyı okurken arka fonda, aşağıda ilişik olan şarkıyı dinlemenizi hatta sonrasında klibini izlemenizi öneririm.
SOKO - First Love Never Die : youtu.be/-_Y2jfK06pY
---------------------------------------
Havva anamız Adem babamız veya Eva anamız Adam babamız dünya
"Çocukluğumda insanlar anlatırdı.Adem'in çocukları çoğalınca nesiller birbirini takip etmiş ve güzel kızları olmuş. Göklerin çocukları olan melekler onları görünce birbirlerine'Gelin insanlardan kendimize eşler seçelim!' demişler. Büyük Melek bunun Rab katında büyük günah olduğunu söylemiş
ama iki yüz melek ona aldırmayıp niyetlerini gerçekleştirmiş ve kendilerini insanoğlunun kızlarıyla kirletmişler. Rab da onları düşmüş melekler yapmış. Öte yandan hamile kalan kızlar nefilimler doğurmuş. Her biri, daha çocukken bile en uzun ağaçların iki katı kadar büyüyüp ifrit ve devler olmuşlar. İnsanların avladığı ve topladığı her şeyi onlar yiyorlarmış. Nihayet avcılar onları beslemekten aciz kalınca nefilimler insanları yemeye başlamış.Sonra kuşlar, balıklar, sürüngenler ve hayvanları yemişler. Yer Ana bu vicdansızlıktan Rabb'e şikayetçi olmuş ama dünyada da kötülük artmış, insanlar yoldan çıkmış."
Öncelikle hiç kimsenin beslenme şekliyle bir sorunum olmadığını belirtmek istiyorum. Bunu yazımın hemen başında vurgulamamın nedeni, günümüzün dünyasında azınlık veya ezilen diye tabir edilen unsurlara verilen önemin artışı nedeniyle, bunların savunduğu görüş ve savlara doğrudan veya dolaylı bir eleştiri getirmek, tepki çeken bir husus olma