İnceliği ile bir solukta okuyup bitirilebilecek bir kitap gibi görünse de yazarın her cümlesi uzun uzun düşündürüyor ve okuma süresi de haliyle uzuyor.
Özetle kitap; pozitif psikolojinin savunduğu görüşlerin tam tersini savunuyor. Bunun yanısıra dijitalleşmenin hayatımızda açtığı boşlukları, 'like' uğruna nasıl mutluymuş gibi göründüğümüzü, acı çekmenin sadece fizyolojik bir olaymış gibi yansıtıldığını, hata yapmanın, acı çekmenin insan olmanın özünde olduğunu, günümüz tüketim toplumunda sürekli mutlu olmanın öğütlendiğini anlatıyor. Bahsedilen konuların pandemi dönemiyle ilişkilendirilmesi de gerçeklerin tokat gibi yüzümüze çarpılmasına neden oluyor. Ayrıca yazarın başka yazarlardan alıntı yapması kitapta savunulan görüşü güçlendiriyor.