Geriye saramayacak olduğumuz hayatlarımızı, pişman olmayacağımız şekilde geçirmemiz gerekir... Düne vahlanmak bugünü iyileştirmediği gibi yarını heba etmeye birebirdir. Pasif fikirlerimizi aktif hale getirmediğimiz müddetçe iz sahibi olmadan geçip gideceğiz bu dünyadan. Güzel şeyler yapabilmek için hep bir zaman bekliyor, olduğumuz yerden memnun olmuyor, olmak istediğimiz yerin hayalini kurup duruyoruz. Zorlukların neticesinde büyük başarılara ulaşacağımızı unutuyoruz. Kolaylığa kaçıyor, temeblliğe tamah ediyoruz. Düşmekten korkuyor, düşünce de birdaha kalkamayacağımızı sanıyoruz. Ümitvar olmanın getireceği baharı kısa çeviriyoruz. Rahmetin sağanak şeklinde yağdığını, her şeye rağmen Hak tarafından sevildiğimizi unutabiliyoruz. Birde biz, sevdikçe sevileceğimizi, paylaştıkça çoğalıcağımızı farketmeden yaşıyoruz. Kimi zaman belki de çoğu zaman "ben iyi olayım da" diyor bir başkasını düşünemiyoruz. Sahi benlikten bizliğe ne vakit ulaşacağız? Bir yerde okumuştum; 'Yeryüzünde kendinize hazineler birimtirmeyin... Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin.. Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.' diyordu.
PARANIN KALESİ (MAMONUN KALESİ)
Kültürümüzde büyük boyutları olan diğer bir kale de paradır. Pek çok kişi maddi şeylere verilen değer ve önemi içeren materyalizm kavramını anlar ve bunun yanlış olduğuna inanır; buna karşın İsa materyalizmden bir kavram olarak değil, sahte bir tanrı olan paradan (mamondan) bahseder. “Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
01.01
““Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. Yoksa göklerdeki Babanız'dan ödül alamazsınız. “Bu nedenle, birisine sadaka verirken bunu borazan çaldırarak ilan etmeyin. İkiyüzlüler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır.
Hazineniz ve sevdiğiniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.
Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.
Sayfa 95
22 İsa öğrencilerine şöyle dedi: “Bu nedenle size şunu söylüyorum: ‘Ne yiyeceğiz?’ diye canınız için, ‘Ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın. 23 Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir. 24 Kargalara bakın! Ne eker, ne biçerler; ne kilerleri, ne ambarları vardır. Tanrı yine de onları doyurur. Siz kuşlardan çok daha değerlisiniz! 25 Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir? 26 Bu küçücük işe bile gücünüz yetmediğine göre, öbür konularda neden kaygılanıyorsunuz? 27 “Zambakların nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Ama size şunu söyleyeyim, bütün görkemine karşın Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi. 28 Ey kıt imanlılar, bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren Tanrı’nın sizi de giydireceği çok daha kesindir. 29 ‘Ne yiyeceğiz, ne içeceğiz?’ diye düşünüp tasalanmayın. 30 Dünya ulusları hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa Babanız, bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir. 31 Siz O’nun egemenliğinin ardından gidin, o zaman size bunlar da verilecektir. 32 “Korkma, ey küçük sürü! Çünkü Babanız, egemenliği size vermeyi uygun gördü. 33 Mallarınızı satın, sadaka olarak verin. Kendinize eskimeyen keseler, göklerde tükenmeyen bir hazine edinin. Orada ne hırsız ona yaklaşır, ne de güve onu yer. 34 Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.”
Sayfa 134 - luka 12
Reklam
85 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.