Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Ve efdal evliyâ Sıddîk-ı Ekber ba'dehu Fâruk Ve Zinnûreyn'den sonra Alî'dir ol Velîyullah" Ve evliyânın en üstünü, Sıddîk-i Ekber Hazreti Ebû Bekr'dir. Sonra Hazreti Ömer-ul-Fâruk'tur. Sonra iki nur sahibi Hazreti Osman'dır. Sonra Allah'ın dostu Hazreti Ali'dir.
Sayfa 33
Enfal/9
Hani siz Rabbinizden yardım istiyordunuz da, O da siz(in bu yardım talebiniz)e: “Muhakkak ki Ben, (müminlerin) ardı sıra gelen birbiri ardınca gelen meleklerden bin (kadarı) ile size imdâd ediciyim!” diye tam bir icâbet buyurmuştu. Hazreti Ömer (Radıyallâhu anh)dan rivayet edildiğine göre; Bedir günü Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) müşriklere baktığında onları bin kişi kadar çok görüp, ashâbını da üç yüz on küsur kişi kadar az bulunca kıbleye yönelerek ellerini uzattı ve: “Ey Allâh! Bana vaad etmiş bulunduğun şeyi gerçekleştir! Ey Allâh! Eğer bu İslâm topluluğunu da helâk edecek olursan, artık yer yüzünde ibadet olunmayacaksın!” diye duaya başladı, bu duayı o kadar sürdürdü ki şalı omuzlarından düştü. Hemen Ebû Bekr-i Sıddîk (Radıyallâhu anh) gelerek şalını omuzlarının üzerine koydu ve Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`e arkasından sarılarak: “Ey Allâh’ın peygamberi! Senin Rabbine yalvarman yeter, çünkü O, sana vaad etmiş olduğu şeyi mutlaka yerine getirecektir!” deyince Allâh-u Te`âlâ bu âyet-i celîleyi indirdi. (Müslim, Cihat: 18, No: 1763, 31383; Hâzin; Beyzâvî)
Reklam
Cenâbı Pîr-i Destgir Hazreti Mevlânâ
Muhammed Celâleddîn el-Belhî er-Rûmî İbn Sultânü'l-Ulemâ Bahâeddîn Veled Belhî (k.s.) Babası Bahâeddîn Veled Onun babası Hüseyin Hatîbî Onun babası Ahmed Hatîbî Onun babası Mahmûd Onun babası Mevdûd Onun babası Sâbit Onun babası Müsebbih Onun babası Mufahhar Onun babası Hammâd Onun babası Abdurrahmân Onun babası Ebû Bekr Sıddîk (r.a.)'dır. Mevlânâ hazretlerinin doğumları hicrî 604 senesi Rebîulevvel'in altısında Belh'te vâki olmuştur (mîlâdî 29 Eylül 1207).
Sayfa 80 - İNSAN YAYINLARIKitabı okudu
Hz. Ömer (R.a) gibi nesiller ver bizlere Ya Rabbim.
Hz. Resûl ﷺ dışarı çıktı. Sağında Hz. Ebû Bekr Sıddîk, solunda Hz. Hamza, önünde Hz. Ali ve O'nun da önünde Hz. Ömer ve diğer sahâbe-i kirâm, ardınca, kılıçlarını kıllarından çıkarıp Kâ'be-i Şerîf'e doğru yürüdüler. Kureyş kafirleri, Kâ'be'nin yanında oturmuşlardı. Hz Ömer'in Yalın kılıç geldiğini görüp, ardınca da sahâbe-i kirâm'ın geldiklerini görünce, Ömer'in Müslümanları öldürmeye getirmekte olduğunu sandılar. Ansızın hazreti Ömer, kafirlere hitaben: "Beni bilen bilir. Bilmeyen de bilsin ki Hattâb'ın oğlu Ömer'im. Ey kureyşliler, İslamı kabul edin. Muhammed'e iman eyleyin. Yoksa bu kılıç ile başınızı keserim, geriye birinizi sağ bırakmam" Diye bağırdı.
Sayfa 450 - Huzur yayıneviKitabı okudu
Hak Dostları*75 Ebul Hayr Akta Hz
Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Ebü’l-Hayr el-Aktâ Tinâtîdir. Aslen Magribli olup, Tinat’da ikâmet ederdi. Riyâzet sahibi, Allahü teâlâya tevekkül etmede emsalsiz, kemâl yolunun rehberi olan bir âlim idi. İbn-i Cellâ’nın talebesi olup, Cüneyd-i Bağdadî ve birçok âlimin sohbetinde bulunmuştur. Yabanî ve yırtıcı hayvanlarla arkadaşlık ederdi. 340 (m. 952) senesinde Mısır’da vefât etti. Zünnûn-i Mısrî hazretlerinin yanına defn edildi. Kabri küçük Kurâfe’de Deylemî minaresi yanındadır. Kerâmetleri menkıbeleri ve kıymetli sözleri çok olan bir âlimdir. Şöyle anlatılır: Ebü’l-Hayr Akta Medine’de beş gün aç kalmıştı. Hücre-i se’âdetin yanına gelip, Resûlullaha selâm verdi. Aç olduğunu bildirdi. Bir yana çekilip uyudu. Rü’yâda, Resûlullahın ( aleyhisselâm ) geldiğini gördü. Sağında Ebû Bekr Sıddîk, solunda Ömer Fârûk ve önünde Aliyyül-Mürtezâ vardı. Hazreti Ali gelip, “Yâ Ebel Hayr! Kalk, ne yatıyorsun? Resûlullah geliyor” dedi. Hemen kalktım. Resûlullah ( aleyhisselâm ) gelip, büyük bir ekmek verdi. Ebü’l-Hayr diyor ki, “Çok aç olduğum için, hemen yemeğe başladım. Yarısı bitince uyandım. Kalan yarısını elimde buldum.”
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.