Etik ne bir mistik fantezidir ne bir sosyal uzlaşmadır ne de herhangi bir acil durumda değiştirilecek veya vazgeçilecek subjektif bir lükstür. Etik insan bekasının nesnel, metafizik gereksinimidir.
Durgunluk hayatın antitezidir. Hayatın varlığı, sadece kendi kendisini idame ettirmeye ilişkin daimi bir süreçle korunur. Bu faaliyetin amacı, sahiplenmek amacıyla kazanılması gereken nihai değer, organizmanın hayatıdır.
İnsanın öğrendiği ilk şey, ahlakın onun düşmanı olduğudur; insanların ahlaktan kazanacağı hiçbir şey yoktur; insanın ahlaktan bekleyebilecekleri sadece kendisinin sebep olduğu bir kaybediş, kendisinin sebep olduğu bir ağrı ve akıl ermez bir ödevin tüketen can sıkıntısıdır.
Popüler kullanımda "bencillik" kelimesine yüklenen anlam sadece yanlış değildir: insanın ahlaki gelişiminin zincirlenmesinden diğer herhangi bir sebepten daha fazla sorumlu olan kolektivizmi de temsil etmektedir.
Papini'nin daha önce "Gog" isimli kitabını okumuş ve düşünce tarzına, düşündüğünü ifade ediş biçimine hayran olmuştum. O zaman da bir Nietzsche havası almıştım. Papini bence Nietzsche'nin daha sosyalleşmis hali. Ondan etkilendiği çok açık. İletişime, olaylara, insanlara, sanata, felsefeye, aşka, kadına, doğaya, edebiyata bakışında; kendisinin de bir şekilde ifade ettigi gibi ("ben olması gerektiği gibi olanı severim") biraz narsist, biraz eleştirel, biraz da içe kapanık tarzı var. Kendi gözünden gördüğü onun için vazgeçilmez. Ancak bu narsist bakış açısında sisli bir öğleden sonra kendini hırsa ortaya koyan güneş gibi bir varoluşçuluk seziliyor. İnsan iç dünyasında dönüp duran karmaşayı geceden sonra kaçınılmaz bir şekilde atan şafak misali ortaya koymasıyla şaşırtıcı bir içtenlik sergiliyor. Ben sizin yerinize düşünür, söyler ve acı çekerimin bir başka anlatım biçimi gibi kabul edilebilir Papini'nin ifadeleri.
Son arzu öyküsündeki çirkin, hayasız ve zalim karakterin yaptıklarını ifade ediş biçimindeki samimiyet insanlığı büyük zalim ikiyüzlülüğünden kurtaracak kadar yüce.
Birinci ve ikinci öyküsündeki kurgu, quantum fiziğini anlatan bir makaledeki kurgu kadar incelikli ve matematiksel.
Kendi kendisinin tutuklusu öyküsündeki yalnızlığın anlatımı insana "bu başka türlü anlatılamaz" dedirtecek kadar olağanüstü.
Daha bir çok öykü üzerine detaylıca tespitler yapılabilir. Fakat tüm öykülerdeki şiirsel anlatımın mükemmelliğini yazmadan edemem.
Okumak lazım bu zatı.
İyi okumalar dilerim