Drogo, gencecik geldiği dört ay kalır dönerim dediği kuş uçmaz kervan geçmez Bastiani kalesinden, kendine amaç edindiği Tatar Çölü’nden gelecek düşmanlarla savaşma ihtimali sebebiyle, arada gitgelleri olsa da günlerini heba ettiğini farketmeden otuz koca yıl geçiriyor.
Hasta yatağında iyice erimiş bedeni solgun ve çökük yüzüyle, düşmanın kapıya dayandığı haberini alıp ayağa kalkmak için kendini zorlarken, zamanında birlikte aylarca çölü gözledikleri arkadaşı Simeoni tarafından, hastalığı bahanesiyle kaleden gönderiliyor.
Böylece Tatar Çölü’nden gelecek düşmanı otuz yıl bekleyen Drogo’nun hayatı, tam da düşmanla karşılaşmak üzereyken hiç de tahmin etmediği bir biçimde, bir han odasında sonlanıyor.
Tatar Çölü boşa harcanmış bir ömrün hüznünü okura fazlasıyla geçiren bir eser ve okuru kendi Tatar Çölü’nü düşünmeye sevk ediyor.
Çok beğenerek okudum.
Gönülden tavsiye