Bu fenâ mülküne ibretle nazar kıl, ey cân!
Gafleti eyle hebâ, hâli değildir meydan.
Sonun son olduğunu bilince insan telaşlanıyor haliyle.
Sayfa 32Kitabı okudu
Ey insanoğlu! Gözünüzü açın. Yaratılışınızın gereğini iyice düşünün. Yalan dolan sözlere kanıp da ömrünüzü heba etmeyin.
Zaman akıp gidiyor ve biz hiç bugüne odaklanıp bu günümüzü yaşayamıyoruz. Hep bir telaş içindeyiz. Acaba yarın ne yapacağım, bu ay ne yapacağım, bir yıl sonra nasıl olacak diye düşünüp günlerimizi heba ediyoruz. Ve bunun farkında bile değiliz. Geçmişle yoruyoruz kendimizi. Burada şöyle olsa belki de güzel olurdu, keşke o gün şöyle yapsaydım diye düşünmeden kendimizi alıkoyamıyoruz. O gün gitti ve hiç bir zaman geri gelmemek üzre gitti. Yormayalım artık kendimizi ve beynimizi. Hayata daha güzel bakmamız için düşüncelerimizin güzelleşmesi şart. Neyi kafaya fazla takarsak o şeye dönüşüyoruz çünkü. Ya çok agresif ya da çok negatif oluyoruz bugünü yaşamadığımız zaman. Şimdiye odaklanıp şimdide kalmanın tam zamanı. En büyük yatırım kendine yaptığın yatırımdır çünkü. Bu sadece maddi değil, manevi bir yatırımdır hem de. Kendine özel bir ilgin ve sevgin olsun mesela. Kendini senden daha iyi kimse tanıyamaz. Özüne in biraz mesela. Neyi seviyorsan onu armağan et kendine. Kendine hediye et. Bugün yorulduk, bir güzel kahveyi ve ya bir güzel yemeği hak ettim de. Kendi ellerinle kendine bak, bebek gibi beslen. Gül, dans et, eğlenmenin yollarını ara. Uzun zamandır yapmak isteyip de yapamadığın hobini gerçekleştir. Peşinden koş, pes etme, kendini motive et ve başar. Seni en güzel sen biliyorsun. Ne olursa olsun gülümsemeyi asla ihmal etme. Rabbim bize hayal edemeyeceğimiz mutluluklar nasib etsin. #ayttn🔆♥️
Serenad
Kimdir bana gülümseyen yeşillik balkonundan?
Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor.
Bir gülüşündür gençliğimi döndürdü yolundan;
Yanan şu alnım elinin gölgesiyle soğuyor.
Güzelsin ya, ne olursan ol, girdin hikâyeme:
Çok değil evi barkı terk edip sana uyduğum,
Ancak sen tazelikte gül yaraşır pencereme;
Uykusuz gecelerimde kokusunu duyduğum.
Eğil bak suya, ordadır, ordadır güzelliğin, gençliğin;
Sen gel beni dinle, günlerimiz heba olmasın.
Yorgun başımı göğsünde emniyette bileyim;
Artık taslarımız ayrı çeşmelerden dolmasın.
İnsanların kaderi hep aynı el tarafından, hep aynı mürekkeple yazılmıştır.
Sayfa 169 - Everest YayınlarıKitabı okudu
“ Feodal kölelikten zar zor kurtulmuş olan işçinin, alelade bir malzeme veya taşınır mal gibi kullanılabilir hale gelmesi anca endüstri çağında mümkün olmuştur. Başka kimseye reva görülmeyen koşullardaki meskenlerde sıkışmış olarak yaşamaya mecbur bırakılmıştır, hem de güç bela kazandığı paraları bu yıkık dökük evlerde barınabilmek için heba ederek. İmalat endüstrisi, bu işçiler olmasa sürdürülemeyecek olan bu sefaleti ve köleliği yaratmayı başarmıştır.”
Sayfa 167
Ah, gençliğinizin kıymetini bilin. En güzel günlerinizi sıkıcı şeyleri dinleyerek, kaybetmeye mahkûm olanı kurtarmaya çalışarak, kendinizi cahil, kaba, adi insanlara adayarak heba etmeyin. Bunlar çağımızın hastalıklı amaçları, yanlış idealleri. Hayatınızı yaşayın! İçinizdeki o muhteşem yaşama sevincini açığa çıkarın! Hiçbir şeyi ıskalamayın. Hep yeni heyecanlar arayın. Hiçbir şeyden korkunuz olmasın...
Sayfa 27
