Nerden nereye!!!
“Kahraman Tazeoğlu” kendi deyimimle “ergen tripli kız yazarı…” Onun yazdığı bir kitap… Aldım elime okumaya başladım. Daha ilk sayfadan saçma sapan aşk cümleleri… Öyle abartı öyle sıradan öyle pespaye ki aşkın hiçbir duygusunu size yaşatamıyor. Okudukça nefesim daralıyor. Biraz sayfa geçtikten sonra öyle saçma sapan cümlelerden
Merhabalar!
Tam 5 ay önce okumaya başladığım ve 4 defa okumaktan vazgeçip, sonunda bitirdiğim bu kitabı sırf çok okunuyor diye bende kendi düşüncelerimi yazmak istedim.
Yazarın bu kadar çok Klişeyi bir araya nasıl getirdiğini merak ediyorum. :))
Bu aşk mı? Asla değil. Olsa olsa takıntı ya da bağımlılık. Başka türlüsü benim düşünce yapıma ters.
Kitabı, okurken içinde konular hakkında belgesel veya araştırma yaparsanız,size çok büyük katkısı olacaktır. Herkitap da hemen hemen içinde geçen konular
hakkında belgesel veya araştırma yaparak okurum. Bu sayede kitabın bana vermek istediğinden daha fazla
bilgi veya konu hakkında fikir sahibi olur ve öğrenirim. Kısacası size ufak bir tavsiye
Evlendiğinde eşine doğru yolu gösterip onu eğitmek esasen kadının değil erkeğin görevidir. Zira erkekler Kur'an'da "Kavvam" olarak zikredilirler. Bu hem koruyup gözeten, hem de dinen baskın olarak doğruyu güzellikle öğreten demektir.
Yahudi yahut Hristiyan kadınla evlenme ruhsatının erkeğe veriliş sebebi de budur. Bu yüzden hanımlar; "Evlenirken ben nasılsa bu adamı düzeltirim" demeyin. "Bu adam bana neler öğretebilir" deyin.
Toplumda "ben onu düzeltirim" diyen hanımların çoğunlukla geldiği son noktayı görüyoruz.
Kendinizden olgun olmayan bir erkekle uğraşmayın, kocanız sizden olgun ve yol gösterici olsun. Yoksa kendinizi hasta, yıllarınızı heba edersiniz..
Sevgiler..
📜
Kayboldum..
Önümdeki her yol girilebilir,
Çıkanı çıkmayanı yazmamış kimse duvara,
Hem hep duvar yazılarının üstünü bir ton koyu renge boyamışlar,
Geceden sevildiğini öğrenen genç kızlar mutlu,
Bir ben kayboldum bir genişleyen bir daralan düzlüklerde..
Düzlüklerden yansıyan kendimde sırma renkler görüyorum,
Solgun dudaklarım kürenin içine hapsolmuş biblo kadar kötü,
Kayboldum..
Bomboş, anlatamıyorum..
Bağırsam yankı yapacak dağ yok,
Koşsam kucak açacak dağ yok,
Yoruldum desem yaslanacak
Kucak açıp örtünecek dağ yok,
Kayboldum..
Siyah beyazdan ibaret olan
Çocukların heyecanla izlediği karıncalı ekranlardayım,
Nereye koşsam heba edilmiş ağırlıkları taşıyorum,
Kendi renklerim bile solmuş yıpranmış ben gibi,
Kaybolmuş,
Arıyorum,
Bulamıyorum..
~7 Ağustos~