Kanunun korumasından yoksun bırakılanı, ben devlet topluluğunun dışına atılmış sayarım! Çünkü benim huzur ve barış içinde zanaatımı uygulayabilmem için bu koruyuculuğa ihtiyacım var, hatta işte bu yüzden de emeğimle kazandığım her şeyle birlikte bu topluluğa sığınıyorum. Bunu kim benden esirgerse, beni ıssızlığın vahşiliğine doğru itmiş olur, işte o kişi, sizin de inkâr edemeyeceğiniz gibi, kendini koruyacağım silahı elime vermiş olur!
Çünkü ben, sevgili Lisbeth, benim haklarımı korumayan bir memlekette kalmak istemiyorum. Eğer tekmeleneceksem, insan olmaktansa, köpek olmayı tercih ederim!
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
19.yüzyıl Alman edebiyatının en önemli yazarlarından Bernd Heinrich Wilhelm von Kleist’ın ilk eseri #schroffensteinailesi oyunu ,dehşetle karşılanan şiddet sahneleri yüzünden neredeyse görmezden gelinmiş, ama #heinrichvonkleist ‘in edebî anlayışı, eğilimleri sebebiyle aykırı bir kişiliğe sahip olduğu için izleyiciler tarafından büyük ilgi görmüş. Schroffenstein Ailesi’ne mensup iki düşman ailenin geçmişten gelen miras anlaşmazlığından dolayı birbirlerine olan kuşkuları,güvensizliğinin vermiş olduğu intikam duygularının sonucunda gözlerine perde indiklerini ve öz evlatlarının aşklarına acımasızca nasıl mani olduklarını konu alıyor. Von Kleist ,tüm eserlerinde olduğu gibi İnsan algısının gerçeğe ulaşmadaki güvenilmezliğini bu oyununda da açıkça şu sözleriyle ifade ediyor. “Güvensizlik ruhun vebasıdır. Hasta bir göze herkes,hatta en saf ve suçsuz olan bile Cehennem zebanisi gibi görünür.”der. İyiliği ve kötülüğü temsil eden iki karakteriyle kötülükle beslenenlerin sonunda kaybettiğini,iyi bir insanında düzenin vermiş olduğu şartlar nedeniyle kuşkuya düştüğünü,kuşkunun ruhu bile kirlettiği mesajını veriyor. Bu ilgiyle okuduğum metinde aileler arasındaki anlaşmazlığı,ebediyen kökünden kazıyacak şey ne olabilir sorusunun cevabını merak edenlere şimdiden heyecanlı okumalar diliyorum.
Schroffenstein Ailesi
Schroffenstein AilesiHeinrich Von Kleist · İş Bankası Kültür Yayınları · 20237 okunma
ZATEN HERKES AYAĞININ TAKILACAĞI O MELUN TAŞI KENDİ İÇİNDE TAŞIMAZ MI? HEINRICH VON KLEIST YARGI DİZİSİ
Kanun korumasından yoksun bırakılanı, ben devlet topluluğunun dışına atılmış sayarım! Çünkü benim huzur ve barış içinde zanaatımı uygulayabilmem için bu koruyuculuğa ihtiyacım var.
Üstelik devletler var oldukça, herhangi bir kimsenin devlet topluluğunun dışana atıldığı nerede görülmüştür.
Reklam
Çabuk uzaklaş buradan. Senin nefesin veba; yakınlığın felakettir.
Tanrım, bu adama haksızlık yapmadım, çünkü onun varlığı benim ruhuma yabancı.
Düşmanlarını affet; senden nefret edenlere bile iyilik et.
Halkımız böyledir işte, Karanlıkta göz yumarlar her şeye, gündüz olunca da Mahkemede şaşar, hâkim karşısında inkâr ederler
Reklam
'Her an ayağımız tökezleyip düşebiliriz. Zaten herkes ayağının sürteceği o melun taşı kendi içinde taşımaz mı?''
Kleist’ın yargının, yargı kurumlarının ve yargı mensuplarının en çok eleştirildiği eseridir. Bütün bunlar en çok da yargıç Adam’ın şahsında eleştirilmiştir. Adam’ın şahsında seks arzusu, görevini kötüye kullanma, makamını ve pozisyonunu kendi çıkarları için kullanma baskı ve şantaj, yalan ve hile, rüşvet verme girişimi gibi yönleri eleştirilirken, kâtip Licht’in şahsında da fırsatçılık, karşısındaki kişinin zor durumda kalmasından yararlanarak bundan kendisine bir çıkar sağlama gibi yönleri eleştirilmektedir.
352 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Kendileriyle Savaşanlar.. Dışarıdan bakıldığında ismi ne kadar havalı gibi dursa da içinde anlatıldığı biyografiler yönünden bir o kadar da trajik bir kitap. Stefan Zweig, bu kitapta üç önemli kişiye yer vermiştir; Alman şair Friedrich Hölderlin, yine Alman asıllı şair ve oyun yazarı olan Heinrich von Kleist ve son olarak çoğu kişinin ismen de
Kendileriyle Savaşanlar
Kendileriyle SavaşanlarStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,442 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.