Rabbimiz çok açık ve net görev verdiği elçisinin görev tanımını yapmış. Bu görevin içinde Kur'an-ı Kerim'in vermediği hükümleri de elçisi verir helal haram koyma yetkisi de vardır. Benim hüküm verdiğim gibi hüküm koyma yetkisini de veriyorum türünden bir görevi var mı? Böyle bir yetki Rabbim vermemiş.
İslâm sisteminde hakimiyet; kanun koyma yetkisi yalnız ve yalnız tek bir merciye aittir. O merci ise Allah'tır. Bu artışmasız bir gerçektir. islâm devletinde haramlar (yasaklar) ve helaller (serbestler), Rasûlullah sallallahu aleyhye sellem'e Allah katndan gelen Kur'an ve sünnete göre belirlenir. Allah'ın haram kıldığı bir şeyi bütün insanlar helal (serbest) kabul etse bile Müslümanlara düşen Allah'ın hükmünü kabul etmek, bunun dışındakileri ise reddetmektir Çünkü Müslüman bilir ki; bu mesele ibadet meselesidir ve kişi kimin hükmünü kabul edip itaat ederse ona ibadet etmiş olur. Müslüman, ancak her türlü meselede yalnız Allah'ın hükümlerini kabul edip itaat ettiğinde yalnız Allah'a ibadet etmiș olacağını bilir. Allah bu konuda kendisine hiç bir ortak kabul etmez. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: Bilin ki (bütün yaratılanlar hakkında) mutlak hüküm verme yetkisi, sadece Allah'a aittir. (başkasına ait değildir) Çünkü O kendisinden başkasıa değil yalnız O'na ibadet etmenizi emretmiştir. (Yusuf:40) "Allah hüküm koymada kendisine ortak kabul etmez." (el-Kehf:26)
Reklam
İslâm sisteminde hakimiyet; kanun koyma yetkisi yalnız ve yalnız tek bir merciye aittir. O merci ise Allah'tır. Bu tartışmasız bir gerçektir. İslâm devletinde haramlar (yasaklar) ve helaller (serbestler), Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) 'e Allah katından gelen Kur'an ve sünnete göre belirlenir. Allah'ın haram kıldığı bir şeyi bütün insanlar helal (serbest) kabul etse bile Müslümanlara düşen Allah'ın hükmünü kabul etmek, bunun dışındakileri ise reddetmektir. Çünkü Müslüman bilir ki; bu mesele ibadet meselesidir ve kişi kimin hükmünü kabul edip itaat ederse ona ibadet etmiş olur. Müslüman, ancak her türlü meselede yalnız Allah'ın hükümlerini kabul edip itaat ettiğinde yalnız Allah'a ibadet etmiş olacağını bilir. Allah bu konuda kendisine hiçbir ortak kabul etmez. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: Hüküm vermek yalnızca Allah'a aittir. O, kendisinden başkasına değil yalnız ona ibadet edilmesini emretti." (Yusuf:40) "Allah hüküm vermede kendisine ortak kabul etmez." (Kehf:26)
96 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
İslam'a giriş şifremiz
İslam'a giriş şifremiz Dünyada huzur şifremiz Kabirde rahatlık şifremiz Ahirette cennet şifremiz Mizanda ağır basacak kelime İşte o: TEVHİD ! Allah'tan başka tüm otoriteleri (haram helal koyma yetkisi olduğunu iddia edenleri, insanların hayatını biz düzenleriz ALLAH karışamaz diyenleri) elinin tersiyle iten KELİME! Tüm Peygamberlerlerin ortak cümlesi: LA İLAHE İLLALLAH ! Yazar ne güzel anlatmış,bu güzel kelimeyi..Allah razı olsun
Hem Cennete Götüren Hem Cehennemden Çıkartan Bir Kelime; Tevhid
Hem Cennete Götüren Hem Cehennemden Çıkartan Bir Kelime; TevhidFeyzullah Birışık · Takva Yayınları · 2015161 okunma
"İslam nizamına aykırı olan her şey nerede olursa olsun, hakim güç onu emretse veya serbest bıraksa bile Müslümanlara haramdır. Çünkü hakim gücün kanun koymadaki yetkisi, kanunlarını İslam nizamının naslarına, genel esaslarına ve kanun koyma ruhuna uygun olması gibi şartlarla sınırlıdır.      Haram olduğunda ittifak edilen zina ve içki hadlerinin kaldırılmasının mübahlığını, Allah'ın nizamını kaldırmayı, onun yerine Allah'ın indirmediği hükmü koymayı helal saymak küfür ve dinden dönmedir." 
İslâm sisteminde hakimiyet; kanun koyma yetkisi yalnız ve yalnız tek bir merciye aittir. O merci ise Allah'tır. Bu tartışmasız bir gerçektir. İslâm devletinde haramlar (yasaklar) ve helaller (serbestler), Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e Allah katından gelen Kur'an ve sünnete göre belirlenir. Allah'ın haram kıldığı bir şeyi bütün insanlar helal (serbest) kabul etse bile Müslümanlara düşen Allah'ın hükmünü kabul etmek, bunun dışındakileri ise reddetmektir. Çünkü Müslüman bilir ki; bu mesele ibadet meselesidir ve kişi kimin hükmünü kabul edip itaat ederse ona ibadet etmiş olur. Müslüman, ancak her türlü meselede yalnız Allah'ın hükümlerini kabul edip itaat ettiğinde yalnız Allah'a ibadet etmiş olacağını bilir. Allah bu konuda kendisine hiçbir ortak kabul etmez.
Reklam
Sıfatı, mevkisi, makamı ne olursa olsun; hiç kimsenin, Allah'ın Kitabına muhalefet ederek helal ve haram koyma yetkisi yoktur! Kim bunu yaparsa, Allah'ın Kitabını tanımamış ve ilahlık taslamış olur.
Hadis İnkarcıları
4. (56)- Mikdâm İbnu Ma'dîkerib (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helâl denmişse onları helâl biliriz. Nelere de haram
Sayfa 196 - 2.cildKitabı okuyacak
Halk kendi kendini yönetir diyenlere...
Emretme, yasaklama, helal sayma ve haram kılma yetkisi yalnız O'na ait. Başka bir değimle kanun koyma yetkisi O'nun tekelindedir. O'nun dışında bir yasama otoritesi yoktur. O cel ve eksiklikten uzaktır: O'ndan başka ilah yoktur."
İslam dini sadece Allah vardır birdir demeyi iman olarak kabul etmedi. Peygamber Efendimiz (sav) İnsanları sadece Allah'ın varlığına inanmaya değil, "Allah'tan başka bir ilahın olmadığını" kabul etmeye davet etti. İşte Mekkeli müşriklerin kabul etmek istemediği de buydu. Tevhid'in gerçek manası "Allah'tan bir başka ilah yoktur" demektir. Peki ilah ne demektir? İlah: ibadet edilen, itaat edilen, kanun koyan, en çok sevilen demektir. O halde bir Müslüman "La ilahe illallah derken" Allah'tan başka ibadet edilecek, itaat edilecek yoktur, Allah'tan başka otorite, kanun koyucu yoktur; Allah'tan daha fazla sevilecek yoktur demiş olmaktadır. Daha açık ifade etmek gerekirse, bir müslüman Lailaheillallah derken şunları demiş olmaktadır. İşime gelen-gelmeyen her konuda Allah'ın dediği gibi yaşayacağım. Hayat programımı Allah belirler. Emretme ve yasaklama yetkisi onundur. Helal kılma ve haram yetkisi ona aittir. Hayata dair her işte onun hükmüne riayet edeceğim. Nasıl evleneceğimden, nasıl boşanacağıma, parayı nasıl kazanacağından, nasıl harcayacağıma  Allah karışır. Neleri yiyip yemeceğime ve nasıl giyineceğime Allah karışır. Devlet işlerinden sosyal hayata, kamusal alandan kişisel alana hükmedecek olan Allah'tır. İnsanların Allah'ın hükümlerine aykırı hüküm koyma yetkileri yoktur! Çünkü Allah'tan başka İlah yoktur! Kanun koyma yetkisi yalnızca Allah'a aittir. Allah'tan başka hiç kimseye verilemez. El Hakim O dur çünkü. Ve Allah'a isyan olan meselelerde yaratılmışlara itaat yoktur!
Reklam
İslâm sisteminde hakimiyet; kanun koyma yetkisi yalnız ve yalnız tek bir merciye aittir. O merci ise Allah’tır. Bu tartışmasız bir gerçektir. İslâm devletinde haramlar (yasaklar) ve helaller (serbestler), Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ’e Allah katından gelen Kur’an ve sünnete göre belirlenir. Allah’ın haram kıldığı bir şeyi bütün insanlar helal (serbest) kabul etse bile Müslümanlara düşen Allah’ın hükmünü kabul etmek, bunun dışındakileri ise reddetmektir. Çünkü Müslüman bilir ki; bu mesele ibadet meselesidir ve kişi kimin hükmünü kabul edip itaat ederse ona ibadet etmiş olur. Müslüman, ancak her türlü meselede yalnız Allah’ın hükümlerini kabul edip itaat ettiğinde yalnız Allah’a ibadet etmiş olacağını bilir. Allah bu konuda kendisine hiçbir ortak kabul etmez. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir. O, kendisinden başkasına değil yalnız ona ibadet edilmesini emretti.” (Yusuf:40) “Allah hüküm vermede kendisine ortak kabul etmez.” (Kehf:26) Abdurrahman El-Muhacir Rasulullah'ın Hayatı ile İslam'ın Hareket Metodu - 1, Abdurrahman El-Muhacir Sayfa 41 - Hak Yayınları
İslâm sisteminde hakimiyet; kanun koyma yetkisi yalnız ve yalnız tek bir merciye aittir. O merci ise Allah’tır. Bu tartışmasız bir gerçektir. İslâm devletinde haramlar (yasaklar) ve helaller (serbestler), Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ’e Allah katından gelen Kur’an ve sünnete göre belirlenir. Allah’ın haram kıldığı bir şeyi bütün insanlar helal (serbest) kabul etse bile Müslümanlara düşen Allah’ın hükmünü kabul etmek, bunun dışındakileri ise reddetmektir. Çünkü Müslüman bilir ki; bu mesele ibadet meselesidir ve kişi kimin hükmünü kabul edip itaat ederse ona ibadet etmiş olur. Müslüman, ancak her türlü meselede yalnız Allah’ın hükümlerini kabul edip itaat ettiğinde yalnız Allah’a ibadet etmiş olacağını bilir. Allah bu konuda kendisine hiçbir ortak kabul etmez. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir. O, kendisinden başkasına değil yalnız ona ibadet edilmesini emretti.” (Yusuf:40) “Allah hüküm vermede kendisine ortak kabul etmez.” (Kehf:26)
Sayfa 41 - Hak Yayınları
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.