"Yaşayın. Yaşamasını bilirseniz Tanrı da sizinle birlikte yaşar. Onun koyduğu riskleri göze alamazsanız, o Tanrı da uzak bir cennete çekilir ve yalnızca felsefi birtakım spekülasyonlara konu olur. Herkes biliyor bunu ama hiç kimse ilk adımı atmıyor, belki de deli damgası yemekten korkuyorlar."
Okumaya başladığım ilk Paulo Coelho kitabıydı fakat diğer kitaplarını da kesinlikle okumak istiyorum.
Bence Veronika Ölmek İstiyor okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Hele ki hayattan hiçbir beklentisi kalmamış, yaşama sevinci sönüp gitmiş, hayata bağlanmak için herhangi bir sebep arayanların kesinlikle okuması gereken bir kitap.
Hayatın tekdüzeliğinden bıkmış ve bu tekdüzelikten kurtulmak isteyen Veronika adındaki bir genç kızın başarısız intihar girişiminden sonra kendini akıl hastanesinde bulmasıyla başlar. Ardından çok kısa bir ömrü kaldığını öğrenir, ki zaten ölmek isteyen Veronika için kısa ömrü kaldığını bilmek onu pek etkilenmez fakat bu süreçte, akıl hastanesinde başka insanların dünyasını keşfetmesiyle kendi benliğini, kimliğini de keşfetmeye başlar.
Kitabı okurken bazen kimin deli kimin gerçekten akıllı olduğunu sorguladığım anlar oldu ve zaman zaman insanların deli damgası yemekten korktuğundan dolayı dile getirmekten kaçındığı birçok konudan söz ederek güzel bir şekilde yorumlanmıştı.
Kitabın dili, üslubu, akıcılığı harikaydı. Boş bir zamanınızda ya da artık hayatın tekdüzeliği sizi gerçekten yorduysa kesinlikle okumanızı öneriyorum. Şimdiden keyifli okumalar dilerim!
Stanislaw Lem, 2 Dünya Savaşı’na birinci gözden şahit olan
